🌨️ Eş Durumu Tayin Davaları Ne Kadar Sürer
Açıklanan takvime göre öğretmenlerin aile birliği, sağlık, can güvenliği mazeretleri ve engellilik ile diğer nedenlere bağlı yer değiştirmeleri şu takvime göre yapılacak: Başvuruların kabul edilmesi ve onay süreci: 5 Ağustos - 11 Ağustos arası. Tercihlerin yapılması ve onay süreci: 15 Ağustos - 19 Ağustos arası
Örnek Dilekçeler ve Formlar kategorimizde eş durumu naklen atanma dilekçe örneği paylaşıyoruz. Eş Durumu Naklen Atanma Dilekçe eklerinde neler yer alır, nasıl yazılır bu yazımızda bulabilirsiniz. Eşi kamuda veya özel şirkette çalışanlar için aile bütünlüğünün sağlanması açısından eş durumu nedeniyle naklen
Boşanma Sadece “İki Kişinin Ayrılması” Demek Değildir! Boşanma ile birlikte iki kişi (eşler) dışında çocukların velayet durumu gündeme gelecektir. Çocukların boşanma sonucunda hangi eş ile birlikte kalacağı (velayet), çocuğun velayetini alamayan eş ile çocuk arasındaki görüşme, ziyaret, zaman geçirme (Kişisel İlişki Kurma Hakkı), Çocuğun boşanma
Yetim aylığı ne kadar? sorusuna cevap olarak yüzde değerleri verilmiştir. 1-Dul eş % 75, 2-Dul eş % 50 (Memur olan veya memur emekli aylığı alan dul eş) 3-Bir Dul eş, bir çocuk % 60
Aldatan kadının hakları denince ne kadar sürede boşanma davası açması gerektiğini ayrıca belirtmemizde fayda vardır. TMK m.161 hükmüne göre, davaya hakkı olan eş, boşanma nedenini öğrenmesinden başlayarak 6 ay, her halde zina fiilinin gerçekleşmesinden itibaren 5 yıl içinde dava açmalıdır. Bu sürelere uyulmaması
kiratespit davaları ne kadar sürer 04-10-2015 11:33:40 Mesken ve işyeri gibi taşınmaz mal kiralamalarında kira bedelinin belirlenmesine ilişkin dava her zaman açılabiliyor.
Velayetdavalarında belirlenen makul sonuçlanma süresi 209 gün olup, davanın açıldığı mahkemenin iş yoğunluğu, personel, hakim izin, tayin durumu, tebligat adreslerindeki olumsuzluk, adli tatil süreci bu süreleri etkilemektedir. Sonuç olarak velayet hakkı anne ve babaya verilmiş bir haktır.
Boşanma davaları ne kadar uzun sürer? Boşanma davasının ne kadar zaman alacağı nerede açıldığına, boşanma uzmanı avukat ile takip edilip edilmediğine, davanın anlaşmalı mı yok çekişmeli mi olduğuna, boşanmanın gerekçesine, delil ve tanık durumuna, verilen kararının temyiz edilip edilmediğine ve dava dosyasına
2019 eş durumu tayin başvuruları dün sona erdi. Öretmenlik tayin başvurusunda bulunanlar sonuçların ne zaman açıklanacağını merak ediyor.
N6xnzw. 44 soruda boşanma davası hakkında detaylı bilgi edinmek için, hukuk büromuz tarafından bilgilendirme amaçlı hazırlanan yazımızı mutlaka okumalısınız. Kadın ve erkeğin resmi şekilde ortak hayatlarını birleştirmeleri sebebiyle, evlilik kurumu kurulmuş olur. Kurulan evlilik birliğiyle tarafların yapması gereken belli başlı yükümlülükler oluşur. Taraflardan biri ya da her ikisi de bunları yerine getirmezse eğer, ortak hayat çekilmez hale gelir. Ortak hayatın çekilmezlik koşulu oluştuğu zaman, geçerli olan resmi evliliğin sonlandırılması talep edilir. Resmi olan evliliğin sonlandırılması için, resmi şekilde boşanma davası açılması gerekir. Yazımızın içeriğindeki bilgilerle, boşanmaya dair maddi ve manevi bütün detaylar hakkında bilgi edinebilirsiniz. 1-Kaç Tür Boşanma Davası Vardır? Boşanma istemi oluşan çiftler, 2 şekilde bu davayı açabilirler. Türk Hukuk sistemimizin kabul ettiği bu dava türleri; anlaşmalı ve çekişmeli şeklinde olabilmektedir. Anlaşmalı olarak davanın açılabilmesi için, tarafların maddi ve manevi olarak ayrılığın bütün sonuçlarında uzlaşması gerekir. Fakat taraflar; Tazminat, velayet, mal paylaşımı, nafaka ve diğer unsurlarda uzlaşma sağlayamazsa eğer, dava çekişmeli olarak açılır. 2-Boşanma Sebepleri Nelerdir? Türk Medeni Hukuku, boşanmaların geçerli sebeplere dayanması gerektiğini belirtmiştir. Temelde dava sebepleri, özel sebepler ve genel sebepler olarak 2 kısma ayrılır. Özel sebepler Kanun koyucu tarafından belirli bir sınırlama içerisindedir. Bu grupta yer alan dava konu başlıkları şu şekilde olmaktadır; Hayata kast edilmesi, zina yapılması, haysiyetsiz hayat sürme, akıl hastalığı, onur kırıcı davranış ve terk etmedir. Genel sebepler kısmında yer alan konu maddeleri oldukça geniştir. Bu alan için en kısa tabirle, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve ortak hayatın çekilmez olmasına sebep olacak unsurların bütünüdür diyebiliriz. 3-Boşanma Davası Nasıl Açılır? Boşanma davalarının açılma şekli, boşanmanın türüne bağlı olmaktadır. Her iki boşanma türünde de en temel evrak, hazırlanan boşanma talepli dilekçe olmaktadır. Çekişmeli boşanma davaları için hazırlanacak dilekçenin konusunda, geçerli olan dava sebebi kesin olarak beyan edilmelidir. Ayrıca dilekçenin içeriğinde davanın unsurlarını oluşturan sebepler, tanıklar, deliller, maddi ve manevi bütün talepler yer almalıdır. Anlaşmalı davaların dilekçesi daha kısa olmaktadır. Çünkü bu dava türü için, tarafların maddi ve manevi her konuda uzlaşma sağladığını beyan eden bir boşanma protokolü hazırlanır. 4-Boşanma Davası Hangi Mahkemede Açılır? Boşanma davalarının usule uygun şekilde açılabilmesi için, yetkili ve görevli mahkemenin doğru şekilde bilinmesi gerekir. Bu dava türünde yetkili mahkeme, son 6 ay içinde yerleşim yeri olarak gözüken yani ikametgâh adresinin bağlı bulunduğu Adliye olmaktadır. Görevli mahkeme ise, Aile Mahkemesi olmaktadır. Aile Mahkemesinin Kurulu olmadığı Adliyelerde ise, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. 44 soruda boşanma davası başlıklı makalemize devam ederken, boşanma davasının maddi giderlerinden ve boşanmaya dair diğer bilgilerden bahsedeceğiz. 5-Boşanma Davasında Mahkeme Masrafları Nelerdir, Ne Kadar Tutar? Boşanma davasının açılması ve ilerletilmesi için, belli başlı harçların Adliyeye ödenmesi gerekmektedir. Dava açılış harçları ve dava süresi içerisinde posta giderlerinin miktarı, her yıl değişikliğe uğramaktadır. Ödenmesi belirlenen bütün giderler, her yıl düzenli şekilde Baro tarafından belirlenir. Çekişmeli Boşanma Davası Nasıl Açılır? Çekişmeli boşanma davalarının açılabilmesi için, Kanun koyucunun belirlemiş olduğu ölçütlerde geçerli bir neden olmalıdır. Ayrıca taraflardan birinin boşanmayı istememesi durumunda ve evlilikte 1 yılını doldurmayan kişilerde bu şekilde dava açabilirler. Davanın niteliğine uygun şekilde hazırlanan dilekçe, davacı ya da davacının vekil avukatı tarafından Adliyeye teslim edilir. Bunun sonrasında gerekli harç ödemeleri yapılır ve dava süreci başlatılmış olur. 6-Boşanma Davasında Davayı İlk Açan Daha mı Avantajlıdır? Halk arasında bilinen yanlışlardan biride, davayı açan davacı tarafın bu süreçte daha avantajlı olacağıdır. Bu kesinlikle yanlış olan bir bilgidir. Davacı taraf kendi sebeplerine göre davasını açtıktan sonra, açılan dava davalı tarafa bildirilir. Sonrasında davalı tarafında, karşı dava açma hakkı olur. Davanın avantajlı olan tarafı, sadece iddialarını kanıtlayabilen taraf olmaktadır. 7-Boşanma Davaları Ne Kadar Sürer? Boşanma davalarının bitiş süreleri birbirinden farklı olmaktadır. Ayrıca dava süresinin bitişindeki en önemli faktörlerden biride, davanızı avukat ile ilerletmeniz olmaktadır. Anlaşmalı boşanma davası avukat eşliğinde ortalama 1 ay içerisinde sonuçlanırken, avukatsız olan şekillerinde ortalama 6 ay sürmektedir. Çekişmeli boşanma davası avukat eşliğinde ortalama 1,5 yıl sürerken, avukatsız olan davalarda bu süre 3 yıla kadar çıkabilmektedir. 8-Boşanma Davasında Ekonomik Durum Araştırması Nedir? Tarafların sosyal ekonomik düzeyinin belirlenmesi için, hazırlanan düzenleme şekli ekonomik araştırmadır. Tarafların bulunduğu Emniyet Müdürlüğüne gerekli yazılar gönderilerek bu işlemin yapılması sağlanır. Araştırmanın içeriğinde tarafların; Gelir ve gider bilgileri, taşınmaz mal bilgileri yer alır. 9-Çekişmeli Boşanma İle Anlaşmalı Boşanma Arasındaki Fark Nedir? Çekişmeli ve boşanma davası, birbirinin zıttı olan iki tür diye belirtebiliriz. Anlaşmalı davalar, her iki tarafında konularda uzlaşması sebebiyle kısa sürede sonuçlanır. Fakat çekişmeli davalarda konular hakkında uzlaşma sağlanamayan unsurlar yer alır ve taraflardan biri, boşanma istemeyebilir. Bu sebeple de daha uzun sürede biter ve bu dava sürecinde hâkim kendisine sunulan delil belgelerini gerekli şekilde inceleyerek, boşanmanın sonuçlarında Nafaka, tazminat, velayet, mal paylaşımı vb. yer alan konular hakkında karar verir. 10-Boşanma Davasında Duruşmalara Katılmak Zorunlu mudur? 44 soruda boşanma davası başlıklı yazımızı okumaya devam ederek, konu hakkında pek çok detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. Boşanmalarda duruşmalara katılma zorunluluğu şekle tabii olmaktadır. Avukat ile ilerletilen davalarda, vekil tayin edilen avukat müvekkili adına duruşmalara katılım sağlayacaktır. Fakat avukatı olmayan tarafın davaya katılım sağlaması ilerleme kaydedebilmesi için, oldukça önemlidir. Özellikle davacı taraf, duruşmaya katılım sağlamazsa eğer, dava dosyasının reddedilmesi gerçekleşebilir. 11-Kadınlar Boşandıktan Sonra Hemen Evlenebilir mi? Boşanmanın sonlanmasından sonra kadın olan taraf davacı ya da davalı olması fark etmeksizin, hemen evlilik yapamaz. 300 günlük beklenmesi gereken iddet süresinin sonlanmasından sonra, kadın olan taraf yeniden evlilik yaşayabilir. Belirlenen günün öncesinde tekrardan evlilik birliği kurmak isteyen kadın, iddet süresinin kaldırılması için gerekli işlemleri yapmalıdır. 12-Boşanma Davasında Kadının Hakları Nelerdir? Kadınlar boşanma davasındayken, şiddet gördüyse ya da böyle bir durumla karşılaşacağını düşünüyorsa 6284 sayılı Kanun maddesi gerekliliğince, koruma kararı alarak karşı tarafı kendinden uzak tutma hakkına sahiptir. Ayrıca bu dava süreci devam ederken, ortak konutta çocuklarıyla yaşama hakkına ve maddi yoksunluğa düşme ihtimali olduğunda kendisine ve çocuğuna nafaka bağlanması hakkına sahiptir. 13-Boşanma Davasında Erkeğin Hakları Nelerdir? Ülkemizde sıklıkla yanlış bilinen bir durum, erkeklerin boşanmadaki hakları olmaktadır. Erkeğin dava içerisinde hiçbir hakkı yokmuş gibi yanlış bir algı olmaktadır. Oysaki dava sürecinin başlaması ile birlikte hem kadın hem de erkek için haklar eşit olmaktadır. Burada önemli olan unsur, tarafın istekleri konusunda haklı sebeplerinin olmasıdır. Yani erkek olan tarafta; Koruma kararı, velayet, nafaka vb. etkenler için talepte bulunabilmektedir. 14-Eşlerden Biri Boşanmak İstiyor, Diğeri Boşanmak İstemiyorsa Ne Yapılmalıdır? Boşanmanın çekişmeli dava olarak başlatılma sebeplerinden biride, tek taraflı olarak boşanmanın istenmesidir. Davacı taraf tek taraflı bir istekle davayı açtıysa eğer, davaya konu olan sebepleri doğru şekillerde ispat ederse, mahkemenin vereceği kararla boşanmanın gerçekleşmesi mümkün olur. 15-Boşanma Davasında Avukat Tutulması Şart mıdır? Türk Medeni Hukuku, boşanma davalarında avukat ile çalışma zorunluluğu belirtmemiştir. Seçim tamamen taraflara ait olmaktadır. Fakat önemli bir hususu belirtmek isteriz ki; Avukat, davanızı hukuki işlem şekli itibariyle en doğru şekilde ilerletebilir. Bu şekilde ilerleyen dava süreçleri daha kısa zamanda sonuçlanır, ayrıca maddi ve manevi bir kayıpta yaşanmaz. Anlaşmalı Boşanma Davası Anlaşmalı şekilde boşanan taraflar, hem maddi hem de manevi olarak çok daha az yıpranırlar. Çünkü bu dava şeklinin sonlanması oldukça hızlıdır, bu sebepten dolayı da maliyeti daha az olmaktadır. Taraflar evlilik birliğinde zorunlu olan 1 yıllık süreyi doldurduysa ve boşanmanın bütün şartlarında anlaştıysa, hazırlanan protokolde bunu beyan ederler. Belirlenen mahkeme gününde de hâkim karşısında bunları beyan eden tarafların, boşanması gerçekleşir. 44 soruda boşanma davası başlıklı makalemizin içeriğinde, hem anlaşmalı boşanma davası hakkında hem de çekişmeli boşanma davası hakkında detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz. 16-Anlaşmalı Boşanma Davası Nasıl Açılır? Anlaşmalı boşanma davasının açılabilmesi için, taraflar arasında resmi şekliyle oluşturulan imzalı protokol ve boşanma davası dilekçesi hazırlanmalıdır. Bu iki evrakla, Adliyeye gerekli başvuru yapılır. Adliyede harç ödemeleri yapıldıktan sonra, dava açılmış olur. 17-Anlaşmalı Boşanma Davasının Şartları Nelerdir? Türk Medeni Hukukuna göre; 1 yıl evli kalan tarafların her ikisi de ortak hayatı sonlandırmak isterse ve boşanmanın sonuçlarında anlaşmaya varırsa, anlaşmalı olarak boşanma davası açma hakları vardır. Bu boşanma türü için hazırlanan dilekçede, boşanmanın sebebinin beyan edilmesine gerek olmamaktadır. 18-Anlaşmalı Boşanma Çekişmeliye Döner mi? Anlaşmalı olarak açılan boşanma davasından, taraflardan birinin kesinleşmeye kadar vazgeçme hakkı olmaktadır. Hazırlanan protokolden vazgeçen ya da dava gününde hâkime verdiği beyanda protokolü kabul etmediğini veya boşanmak istemediğini beyan eden taraf olursa dava reddedilir. Reddedilen davanın devam etmesini isteyen taraf olursa eğer, çekişmeli olan boşanma türünde dava açabilir. 19-Anlaşmalı Boşanma Davasında Avukat Gerekli mi? Bu sorunun yanıtını “Hayır” olarak verebiliriz. Çünkü Kanun koyucu avukat şartı belirten bir madde düzenlemesi yapmamıştır. Fakat unutulmaması gereken bir durum, avukatsız ilerletilen davada hak kaybı yaşanma ihtimalinin yüksekliğidir. Boşanma Davası Ne Kadar Sürer Boşanma davalarının ne kadar süreceği konusu, pek çok unsura bağlıdır. Fakat bilinmesi gerekir ki, avukat ile ilerletilen her dava süreci hem mağdur olmaya engel olur, hem de kısa sürede davanın sonuçlanmasına sebep olur. 20-Çekişmeli Boşanma Davası Ne Kadar Sürer? Çekişmeli boşanma davasının süresi uzun olur ve buda tarafların daha çok yıpranmasına sebebiyet verir. Süreç avukat eşliğinde olursa eğer, 1 ya da 1,5 yıl içerisinde biter. Fakat bu süreç avukatsız ilerletilirse çok daha fazla sürebilir. Dava içerisinde yapılacak herhangi yanlış uygulaması sebebiyle, davanızın reddi gerçekleşirse boşanmanın ne zaman gerçekleşeceği sorusunun yanıtını vermek daha zor olur. Çünkü bazı reddedilme koşullarında 3 yıl dava açma hakkınız ortadan kaldırılır. 21-Boşanma Davası Devam Ederken Başka Biriyle Duygusal Bağ Kurulabilir mi? Evlilik birliğinin kurulmasından itibaren tarafların sadakat yükümlülüğü oluşur. Bu yükümlülük boşanma gerçekleşene kadar da devam eder. Bundan dolayı da, boşanma davanız sonuçlanmadan kurulan duygusal bağ sadakat yükümlülüğüne uygunsuz davranış olarak sayılır. 22-Boşanma Davası Devam Ederken Eşler Barışırsa Ne Olur? Boşanma davası sonuçlanmadan önce taraflar barışmaya karar verirse, mahkemeye bu durum beyan şeklinde sunulmalıdır ve davadan feragat yani davadan vazgeçme işlemleri yapılmalıdır. Yapılan bu işlemden sonra dava reddedilir ve evlilik birliğinin devamı sağlanır. 44 soruda boşanma davası başlıklı yazımızdan bilgi edinebilirsiniz. Ayrıca yazımızın içeriğinde ulaşamadığınız farklı bilgiler için, internet sayfamızda yer alan diğer makale içeriklerinden faydalanabilirsiniz. 23-Çekişmeli Boşanma mı, Anlaşmalı Boşanma Davası İle mi Boşanmalıyım? Hukuk sistemi taraflara 2 şekilde boşanma olanağı sunmuştur. Fakat burada önemli olan unsur, hangi boşanma davasının içeriğine uygun olguların yaşandığıdır. Acele şekilde boşanmak istiyorum diyerek, düşünmeden verilen anlaşmalı boşanma kararından dolayı mağduriyetlerde yaşanabilmektedir. Bunun içinde, konusunda uzman avukattan destek almanız ve boşanmanın olası sonuçları hakkında bilgi sahibi olmanız çok önemlidir. 24-Boşanma Davasında Aldatma Nasıl İspat Edilir? Aldatma yani zina, özel boşanma sebeplerindendir. Zina sebebiyle dava açan davacı taraf, bu iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Şahit beyanları, resim, video, otel kayıtları, sosyal medya içerikleri, farklı bir ceza davasının beyanları vb. bütün unsurlar davada delil niteliği taşımaktadır. 25-Ses Kayıtları, Videolar, Whatsaap, Facebook Mesajları Delil Sayılır mı? Genel olarak dava seyrinde bu tarz bilgilerin paylaşılması, özel hayatın gizliğini ihlal etmektedir. Dava sebebinin ispat edilebilmesi için başka bir delil oluşturulamadığı müddetçe, bir kerelik olarak mahkemeye sunulabilecek delillerdendir. 26-Eşinden Şiddet Gören Eş Ne Yapmalıdır? Eşinden şiddet gören kişi, ilk olarak darp rapor almalıdır. Bu darp raporu eşliğinde gerekli şikâyet müracaatları yapılabileceği gibi, koruma kararının alınmasında da sürecin daha hızlı olması rapor sayesinde sağlanabilir. 27-Darp Raporu Nasıl Alınır? Şiddete maruz kalan kişi vakit kaybetmeden darp raporu almalıdır. Davalarda delil niteliği taşıyan bu düzenleme oldukça önemlidir. Özel hastane ya da Devlet hastanesinden alınabilecek olan bu rapor, kolluk kuvvetlerinin sevk yapmasıyla da alınabilmektedir. 28-Eşlerden Birinin Türk Vatandaşı Olmaması Türkiye’de Boşanmaya Engel midir? Türk Vatandaşlığına sahip olan eş, yabancı uyruklu eşine Türkiye’de boşanma davası açabilmektedir. Türk Milletlerarası Özel Hukuk Mevzuatı 14. Maddesi bu doğrultuda düzenlemeler yapmıştır. Boşanma Davasında Nafaka Boşanma davasının maddi sonuçlarından biride, nafaka olmaktadır. Nafaka ödemesini hak eden taraf, ayrılık sebebiyle maddi yoksunluğa düşecek olan taraf olmaktadır. Nafaka ödemesi için tek koşul maddi yoksunluk olmaktadır. Bu kararın verilmesi için, kusur ilkesi aranmaz. Boşanma sürecinin başlaması ile birlikte maddi sıkıntıya düşecek olan taraf için ve müşterek çocuk için, nafaka ödemesi yapılmasına karar verilir. 29-Boşanma Davasında Kimler Nafaka Alabilir? Nafaka müşterek çocuk için talep doğrultusunda, kesin olarak ödenecek bir uygulamadır. Ayrıca maddi olanakları kısıtlı olan ya da hiç olmayan tarafa da, karşı taraf nafaka ödemesi yapar. Nafaka ödemesinin yapılmasına hâkim karar verir. 30-Nafaka Her Yıl Artar mı? Gerek anlaşmalı gerekse çekişmeli boşanma davalarında verilen nafaka miktarı için, her yıl düzenli olarak artış yapılması gerekir. Çekişmeli olan davalardaki artış miktarını hâkim, tefe tüfe oranına göre belirlemektedir. Anlaşmalı olan boşanma davalarında ise, taraflar hazırlanan protokole her yıl yapılacak nafaka artışının oranını belirtirler. 31-Boşanma Davasında Nafaka Neye Göre Belirleniyor? Nafaka ödemesinin miktarı davanın türüne göre ayrıma uğramaktadır. Anlaşmalı boşanmaların en temel unsuru, tarafların her konuda uzlaşması olduğu için nafaka miktarı da, taraflarca belirlenir. Çekişmeli olarak açılan boşanma davalarında ise, hâkim tarafların maddi olanaklarına ve giderlerine göre ödenmesi gereken nafakanın miktarını belirler. 32-Boşanma Davasında Eşlerin Kusuru Neye Göre Değerlendirilir? Kusur ölçütünün kararını verme yetkisi, hâkime ait olmaktadır. Fakat bu oranın belirlenmesi için şahitler dinlenir ve geçerli olan deliller incelenir. Ayrıca hâkim gerekli görmüş olduğu durumlarda, mahkemeye sunulan delillere ek bilgi isteme yetkisine de sahiptir. Kusursuz ya da daha az kusurlu olan tarafın maddi ve manevi olarak daha çok hak alma imkânı vardır. 33-Boşanmada Evi Terk Etmek Kusur mudur? Boşanma davasının açılması kararı ve başlatılan işlemler sonrasında, taraflardan birinin ortak yaşam alanından ayrılması uygun olan unsurdur. Fakat ortada geçerli bir sebep olmadan taraflardan birinin ortak evi terk etmesi halinde, bu eylem geçerli sebebe dayanılarak boşanma davasının açılmasına sebebiyet verir. Terk nedeniyle boşanma davasının açılması için, unsurlar doğru şekilde yerine getirilirse eğer hâkim boşanma davasının kabulüne karar verir. 44 soruda boşanma davası başlıklı makale içeriğimizin yanı sıra, hukuk büromuzla iletişime geçerek avukat ile görüşme yapabilirsiniz. 34-Çocuğa Ödenen İştirak Nafakası Kaç Yaşına Kadar Devam Eder? Çocuğa yönelik ödenen nafaka, iştirak nafakası olmaktadır. Nafaka ödemesi yapmasına hükmedilen taraf, çocuk reşit olana kadar bu ödemeyi yapmakla yükümlüdür. Çocuk reşit olduktan sonra nafaka ödemesi kendiliğinden durdurulur. Fakat çocuğun eğitim ve öğretim hayatı devam ediyorsa, gerekli başvurular yapılarak yardım nafakası ödemesi yapılması talep edilebilir. Boşanma Davasında Velayet Boşanma davalarında velayet hakkının talep edilmesi sonrasında, taraflar arasında sıklıkla uzlaşma sağlanamamaktadır. Kendi aralarında bu konuda anlaşma sağlayamayan taraflar için, konu hakkında karar verme yetkisi hâkime ait olmaktadır. Hâkim, taraflar için ve müşterek çocuk için hazırlanan raporları gerekli şekilde değerlendirerek, konu hakkındaki kararını verir. Ebeveynlerden bir tarafa velayet hakkı tanınırken, diğer tarafa da kişisel ilişki kurma için zaman belirlenir. 35-Aile Konutu Şerhi Nedir? Taraflar boşanma davasının başlaması ile birlikte, karşılıklı olarak belirli mallar üzerinde hak iddia eder ve paylaşımın bu şekilde yapılmasını ister. Fakat kötü niyetli olan taraf, bazı malları kaçırarak satışını yapar ya da başkalarına devredilmesi için gerekli işlemleri yapar. Yaşanılan ortak evinde satışının ya da devrinin yapılmaması için, aile konut şerhi koydurulur. 36-Boşanma Davası Devam Ederken Evi Terk Eden Eş Konutu Satışa Çıkarabilir mi? Taraflardan birinin mal kaçırmak adına aile konutunu satışa çıkartması, her durumda kusurlu olan bir davranış olmaktadır. Bu şekilde yaşanılan durumlarda, karşı tarafın ispat etmesinden sonra, mal kaçıran taraf hakkında gerekli işlemler yapılır. Yapılan satışı ya da devri evi terk eden tarafın yapmasında uygulanacak işlemlerde bir farklılık olmaz. 37-Hangi Durumlarda Velayet Babaya Verilir? Velayet hakkının babaya tanınma hakkı, koşullar gerçekleştiği takdirde olabilecek bir durum olmaktadır. Anlaşmalı boşanma davasında, taraflar velayetin babada olmasına karar verilmesi konusunda uzlaşırsa, velayet hakkı babada olur. Çekişmeli boşanma davasında ise, oluşan olgu ve şartların yanı sıra çocuğun yaşı, eğitimi, özel bakımı ve kendi isteği kapsamları değerlendirilerek, velayetin babaya verilmesine karar verilebilir. 38-Çocuğun Velayeti Kime Verilir? Velayet kararının verilebilmesi iki şekle tabi tutulmaktadır. Bunlardan ilki tarafların bu konuda uzlaşma sağlamasıdır, diğeri ise mahkemede verilen velayet kararıdır. Bu sebeple de, velayet hakkının hangi tarafa verileceği hakkında net cevap vermek olanaksızdır. Velayet kararı gerekli olan değerlendirmeler sonrasında, çocuğun çıkarları korunarak verilir. 44 soruda boşanma davası başlıklı yazımızın devamında ise tanıklar, mal paylaşımı ve boşanma davasının bitiminden sonra yapılması gereken işlemlerden bahsedeceğiz. 39-Boşanmada Tanıklar Nasıl Belirlenir? Boşanma davasında taraflar birbirlerinin kusur oranlarını, mahkemeye ispat edebilmek için tanık ve delil belirlerler. Tanıktan kasıtla belirtilen kişi, tarafların hangi olayları yaşadığını bilen kişi y ada kişiler olmaktadır. Eğer tanık doğru olmayan beyanlarda bulunursa, hakkında yalancı şahitlikten dolayı işlem yapılır. 40-Boşanma Davasında Maddi Ve Manevi Tazminat Talep Edilebilir mi? Boşanma davalarının sebeplerine ve yaşanılan olgulara göre hem maddi, hem de manevi olarak tazminat talep etme hakkı olmaktadır. Tazminat hakkı tek taraflı olan bir olgu değildir. Yani her iki tarafta, maddi ve manevi fark etmeksizin tazminat talep edebilir. Fakat bilinmelidir ki, talep edilen tazminatın alınabilmesi için, koşulların uygun olması gerekir. Boşanmada Mal Paylaşımı Boşanma davalarının içeriğinde mal paylaşımı yapılırken, davanın türü de önemli olmaktadır. Daha açıklayıcı şekilde belirtecek olursak; Anlaşmalı davalarda taraflar mal paylaşımı konusunda uzlaşma sağlamak zorundadır, aksi olan durumlarda anlaşmalı boşanma gerçekleşemez. Çekişmeli boşanma davalarında ise, seçilen bir mal rejimi uygulaması varsa, bu doğrultuda paylaşım yapılır. Seçilen bir mal rejimi yoksa edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanır. 41-Düğünde Takılan Takılar Kadının Hakkı mıdır? Türk Medeni Hukuku Kanunlarına göre, düğünde takılan bütün ziynet eşyası değerinde olan takı vb. unsurların hepsi kadına ait olmaktadır. Boşanma ve ayrılık davalarında da kadına bu ziynet eşyalarının tamamının iadesi ya da ederi kadar ödemesi yapılmalıdır. 42-Boşanmada Mal Paylaşımı Nasıl Gerçekleşir? Boşanma davasında mal paylaşımı tarafların arasında yapılan anlaşmaya göre yapılamıyorsa eğer, mal rejimi uygulamasına uygun olacak şekilde, hâkim tarafından yapılır. Taraflar evlilik birliği içerisinde belirli bir mal rejimi seçimi yapmadıysa, mallar alınan tarihe göre yarı yarıya oranda paylaşılır. Paylaşılan malların evlilik birliği içerisinde edinilmesi gerekmektedir. 43-Boşanma Davasında Verilen Karar Ne Zaman Kesinleşir? Boşanma davasının bitmesinden sonra verilen 2 haftalık itiraz süresi vardır. Taraflar belirlenen bu süre içerisinde itiraz hakkını kullanabilirler. Taraflar 2 haftalık kesinleşme süresinde herhangi bir işlem yapmazlarsa eğer, boşanma davası kesinleşmiş olur. 44-Boşanma Kararı Nüfus Kaydına Ne Zaman Ve Nasıl İşlenir? Boşanmanın kesinleşmesinden sonra, nüfus kayıt işlemlerinde değişiklikler için, gerekli işlemler yapılmalıdır. Bu konu hakkında kesin bir gün söylenemez. Fakat belirtebiliriz ki; Boşanma davasının kesinleşmesinden sonra vakit kaybetmeden nüfus kayıt işlemleri için gerekli olan uygulamaları gerçekleştirebilirsiniz. 44 soruda boşanma davası başlıklı makalemizi okuduktan sonra, dava süreci hakkında detaylı görüşme yapmak için, internet sayfamızdaki iletişim bilgilerinden faydalanarak Boşanma Avukatı ile iletişime geçebilirsiniz. 0
Eş Durumu - Tayin Merhaba, Ben Kastamonu DSİ'de mühendis olarak başlayalı 1,5 sene başladıktan sonra DSİ Genel Müdürü'nün bir genelgesini elime şöyle ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Personel ve Eğitim Dairesi Başkanlığı Sayy ... Konu KPSS Sonucuna Göre Atanan Personel Bilindiği üzere kamu kurum ve kuruluşlarına ilk defa atanacak personelin seçme ve yerleştirme işlemleri Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik esasları dahilinde ÖSYM Başkanlığı tarafından yapılmaktadır. Yerleştirme işlemleri öncelikle adayların puanlarına ve tercih sıralarına bakılmak suretiyle yapıldığından Kamu Personel Seçme Sınavına KPSS katılan adaylar KPSS puanlarını dikkate alarak, ÖSYM Başkanlığı tarafından yayımlanan yerleştirme kılavuzunda yer alan; kurumların ihtiyaçları doğrultusunda belirlemiş oldukları atama yapılacak boş kadrolara, bunların kontenjanlarına, atamanın yapılacağı il ve adaylarda aranan niteliklere göre tercihlerini yapmaktadırlar. Üniteniz emrine ilk defa aday memur olarak 2000-2001-2002-2003-2004 ve 2005 yıllarında mühendis, tekniker, teknisyen, memur ile veri hazırlama ve kontrol işletmeni kadrosuna atanan personel göreve başladıktan belirli bir süre sonra çeşitli sebepler ileri sürerek başka bir bölge müdürlüğümüze nakil talebinde bulunmaktadırlar. Ancak yukarıda izah edildiği üzere atandığı ili KPSS puanına göre kendileri tercih ettiklerinden ve ayrıca belki de naklen atanmak istediği il'e yerleştirilmek için puanı yeterli olmadığından ünitenizin bulunduğu ili tercih etmesi sebebiyle üniteniz emrine yerleştirildiği ve böylelikle yerleştirme sırasında yapılan değerlendirmede başka adayın önüne geçtiği göz önünde bulundurularak, hakkaniyete uygun olmadığı değerlendirildiğinden, kaldı ki o birimdeki eleman ihtiyacı dikkate alınarak talepte bulunulduğundan dolayı, bu şekilde tayin edilen personelin üniteniz emrinde belirli bir süre çalışmadan nakil talepleri olumlu mütalaa edilmemektedir. Bu itibarla; üniteniz emrine ilk defa aday memur olarak atanmış olan ve bundan sonra bu kapsamda atanacak olan personelin tarihinden önce hiçbir şekilde talepte bulunmamaları, o tarihte başka bölgelerde ihtiyaç hasıl olması halinde ise tayin için biriminizde asgari 5 yıl süreyle çalışmış olmaları şartı gerekmekte olup, bu süre zarfında nakil talebinde bulunan personele durumun izah edilmesi konusunda ve bu tür taleplerin dikkate alınmaması hususunda gerekli hassasiyetin gösterilmesini önemle rica ederim. Prof. Dr. Veysel EROĞLU Genel Müdür İşe başladıktan 2 ay sonra evlendim. Eşim Üniversitede Arş Gör olarak çalışmakta ve 7 yılını doldurmak durumumu gerekçe gösterip Balıkesir'e tayin dilekçesi verdim ve yaklaşık 15 gün içinde yukarıdaki genelgeyi gerekçe gösterip ret cevabı dolduktan sonra yine dilekçe verdim ve dilekçe tarihim O tarihten beri cevap gelmedi. Ben normal yollardan denedim ama maalesef torpilim olmadığı için bir sonuç başvurabilir miyim? Eğer mahkemeye başvurursam kazanma şansım var mı? Mahkemeye nasıl ve ne şekilde başvurabilirim? Bu sorularıma cevap verirseniz sevinirim. İlginize şimdiden teşekkür ederim... Hukuki NET Güncel Haber 18-05-2007 083629 Nedir? Re Eş Durumu Tayin benimde buna benzer bir sıkıntım var detaylı anlatmak gerekirse şöyle. ben de dsi muş ta mühendis göreve başladım ve itibariyle asaletimi aldım. yani su an asil memurum ve es durumu tayini isteyebiliyorum. esim ozel sektorde ve muglada çalışmakta. ile arasında ssk lı olup istifa etmiş dersanede öğretmen olduğu için sözleşmeleri 10 ay uzerinden yapılmakta idi ama meb bunu kaldırdı ve 12 ay zorunlulugu getirdi. ve aynı kurumda tekrar itibariyle işe başlamış olup su an itibariyle ekim 2008 ssk si devam etmekte ve 2009 eylulune kadarda sozlesmesi mevcuttur. bakanlıgın genelgesinde ise sunu demektedir ; ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞININ YAZISI ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI Personel Dairesi Başkanlığı Sayı Konu Memur Tayinleri Bakanlığımız ve bağlı Kuruluşlarının eleman ihtiyacı dikkate alınarak Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik esasları dahilinde ÖSYM Başkanlığı tarafından Kamu Personel Seçme Sınavı KPSS sonucuna göre kendi tercihleri neticesinde ilk defa aday memur olarak yerleştirilerek görevine başlayan personel ile diğer Kamu Kurum ve Kuruluşlarından naklen tayin olan personelden birimleriniz emrinde asgari 5 yıl süreyle çalışmadan nakil talebinde bulunanların bu talepleri dikkate alınmayacak ve yer değiştirmeye benzer geçici görevlendirme yapılmayacaktır. Ancak; 1- Yer Değiştirme Suretiyle Atanma Yönetmeliğine tabi kurumlarda çalışanların eşleri, 2- Eşinin özel sektörde çalışması halinde kesintisiz en az 2 yıl süreyle Sosyal Güvenlik Kurumlarına prim ödendiğinin belgelendirilmesi, 3- Kendisinin, eşinin veya bakmakla yükümlü olduğu kişilerin önemli bir hastalığa tutulmuş olmaları hallerinde bu hallerin raporla belgelendirilmesi, 4- Haklarında adli, idari, inzibati bir soruşturma yapılmış ve soruşturma neticesinde görev yerinde kalmalarında sakınca görülenler, Şartlarından birini taşıyan personelin nakil talebinde bulunması durumunda ise; a 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 54. maddesi gereğince ilgilinin asaletinin tasdik edilmiş olması 1 numaralı şartta yer alanlar hariç, b Çalıştığı birim ile naklen atanacağı birimdeki personel ihtiyacı ve boş kadro durumu dikkate alınarak söz konusu talebi değerlendirilecektir. Bilgilerinizi ve nakil talebinde bulunan personele durumun izah edilerek yukarıda belirtilen hususlara uyulması konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmesini önemle rica ederim. Prof. Dr. Veysel EROĞLU Bakan D A Ğ I T I M Bakanlık Merkez ve Taşra Teşkilatı Orman Genel Müdürlüğü Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü bu genelgeye göre 2- Eşinin özel sektörde çalışması halinde kesintisiz en az 2 yıl süreyle Sosyal Güvenlik Kurumlarına prim ödendiğinin belgelendirilmesi, ve b Çalıştığı birim ile naklen atanacağı birimdeki personel ihtiyacı ve boş kadro durumu dikkate alınarak söz konusu talebi değerlendirilecektir. maddeleri beni ilgilendirmektedir. bu durumda mugla dsi sube ile gorustugumde bana olumlu gorus bildirmişlerdir. ancak bulundugum muş şubenin olumlu gorus verecegini dusunmuyorum. sorum ise su bu durumda tayin istedigimde bu maddelere gore tayinimin yapılması gerekmektemidir? yapılmaz ise dava sureci ile ilgili ne yapmam gerekmektedir. konuyla ilgili uzman arkadaslarin cevap vermesi umuduyla... saygılar msn Re Eş Durumu Tayin konu ile ilgili hukukçu bir arkadaş yokmu yardımcı olabilecek...? Re Eş Durumu Tayin Merhaba, ben izmir'de uzman doktor olmak üzereyim ve mecburi hizmet kurasına katılacağım ve eşim İzmir Büyükşehir belediyesinde müfettiş yardımcısı olarak görev yapıyor. Eş durumu tayini istediğimde izmir'de kalabilme şansım varmı? Ünvan olarak hangimiz daha üstün? belediye müfettişliği çakılı kadro olarak mı sayılmaktadır? Bu konularda bilgi verirseniz çok sevinirim. Teşekkür ederim. Re Eş Durumu Tayin Öncelikle iyi haftasonları sıkıntım şu ; sözleşmeli öğretmenim eşim özel bir sektörde çalışıyor ve farklı durumuna başvurmam için gerekli olan 1 yılı ocaktaki eş durumuna başvuramadım çünkü istediğim ilde açık ay yapılan kadrolu öğretmen atama ile istediğim ilde sözleşmeden kadroya geçenler oldu ve sözleşmeli öğretmen için kontejan durumda ben Milli Eğitime dilekçe versem tayinim gerçeklerşir mi?nasıl bir yola başvurmam dilekçeyi nasıl yazmalıyım?Sayın hukukçularımızdan yardım Re Eş Durumu Tayin bu konuyla ilgili yardımcı olacak arkadaşlar Re Eş Durumu - Tayin iyi günler benim sorum ve sorunum da doğum izniyle ssk lı 1020 gün primi devlet memuruyum ve eşimin benim yanımda çalışacağı bir şube durumu tayin son bir yılı kesintisiz olmak şartıyla 2 yıl sigorta istediğini yıllık sigortada sorun son bir yıl kısmının 11 ayı 2008 yılı aralık ayında doğum iznine ayrıldı ve işveren ücret ödemedi o yüzden de prim kısmı eşinin sigortası yatırılmadığından deyip tayinimi aralık doğum öncesi ocak şubat ise doğum sonrası belgeleri göndermeme rağmen bakanlık raporlu günleri kabul mahkemesine müracaat etmeyi birliği ve yatmayan sigorta priminin mazereti göz önüne kanun gereği bu sigorta yatmadı yardımcı olursanız sevinirim.
Makale İçeriğiVasi Kararı Nasıl Alınır?Vasi Tayini İçin Gerekli BelgelerVasi Tayini Yetkili MahkemeKaç kişi vasi tayin edilir?Vasi Tayini Ne Kadar SürerNoterden Vasi TayiniVasi Kararı Olan Kişi Kredi Çekebilir mi?Vasi Tayini Yargıtay KararlarıVasi Tayini Dilekçe ÖrneğiVasi Tayini – Vasi Tayini Dilekçesi Örneği – Ne Kadar Sürer 2022 – Gerekli Belgeler – Yetkili Mahkeme – Nasıl Alınır. – Kaç Kişiye Verilir sorularına cevap verdiğimiz içeriğimizdesiniz.“Vesayet”, küçüklerin ve kısıtlıların mahcurların korunması amacıyla, özel hukukta düzenlenen ve bir kamu hizmeti niteliği gösteren kurumdur. “Vasi” ise yasanın öngördüğü durumlarda, küçüklük ve kısıtlılık hacir nedeniyle bu tür kişilerin yararlarını korumak üzere sulh yargıcı tarafından atanan kanunî temsilciye denir Ejder YILMAZ; Hukuk Sözlüğü, 2005, ve 739.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddesi şu şekildedir“Vasi, vesayet altındaki küçüğün veya kısıtlının kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukukî işlemlerde onu temsil etmekle yükümlüdür.” TMK; m. 403/IVesayet bir cihetten anne ve babanın velayet hakkına benzer gibi görünse de iki kurum arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Şöyle ki;Velayet ana ve babaya tanınan bir yetki olup hısımlıktan doğmaktadır. Buna karşın vesayet ise mahkeme kararı ile kural olarak küçükler içindir, kısıtlılar istisnaen velayet altına alınırlar. Vesayet ise kural olarak kısıtlılar içindir, küçükler istisnaen vesayet altına kapsamı geniş iken vesayetin kapsamı daha yetkisinin malvarlığı değerleri üzerinde kullanımı bakımından izin alma/mahkemeye hesap verme gibi zorunluluklar yoktur. Vesayet yetkisi bakımından bu yetkilerin kullanımı denetime tâbi olduğu gibi, mahkeme nezdinde hesap vermek üzere defter tutmak yükümlülüğü de yetkisinin kullanımı ücrete tabi değildir, vesayet yetkisi ücrete temsil yetkisi kullanırken kural olarak mahkemeden izin almaz, vasi ise bazı işlemler bakımından Sulh ve Asliye mahkemelerinin iznini almak yetkisi kanundan doğmakta olup, velinin azledilmesi yahut istifa etmesi söz konusu değildir. Buna karşın vesayetten azil mümkün olduğu gibi vasinin kendisi de istifa açıklamalardan sonra sırasıyla vasi kararının nasıl alınacağını, bu kararın alınması sürecinde ihtiyaç duyulan belgelerin neler olduğunu, vasi tayini için yetkili ve görevli mahkemenin hangisi olduğunu, atanacak vasinin niteliklerinin ne olması gerektiğini ve kaç kişinin vasi olarak atanabileceğini, hükümlülük durumunda vasi atanması hâlini, vasi tayininin ne kadar sürdüğünü, noterden vasi tayininin mümkün olup olmadığını, vasi kararı bulunan kişinin kredi çekip çekemeyeceğini ayrı başlıklar hâlinde ele alıp Kararı Nasıl Alınır?Vasi kararının alınması için bir kısım şartların birlikte gerçekleşmesi gereklidir. Bu şartları şu şekilde ifade edebilirizVesayeti gerektiren bir sebep bir kimse hakkında ortada hiçbir sebep yokken vesayet kararı aldırılamaz. Bu durum kişi hürriyetlerinin ağır ihlali manasına gelir. Bu sebeple yasakoyucu kimler hakkında ve hangi sebeplerle vesayet kararının verilebileceğini sıkı şekil şartlarına bağlamış durumdadır. Bu kapsamda vesayet altına alınabilecek olan kişiler kanunda belirtilmiştir. Bu kişilerVelayet altında bulunmayan küçükler m. 404Kural olarak küçükler ana ve babalarının velayeti altındadır. Ancak kimi durumlarda bazı küçüklerin ana ve babası vefat etmiş olabilir, haklarında gaiplik kararı verilmiş olabilir, kısıtlanmış olabilirler, velayet yetkileri ellerinden alınmış olabilir vs. İşte bu küçükler için bir vasi görevlendirilmesi yasal bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Nitekim görevlerini yaparlarken vesayeti gerektiren böyle bir hâlin varlığını öğrenen nüfus memurları, idarî makamlar, noterler ve mahkemeler de bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan ergin kişiler m. 405Burada önemli olan husus şudur ki, akıl hastalığı ya da zayıflığı kişinin kısıtlanması için yeterli bir sebep değildir. Ayrıca kişinin bu sebeple işlerini göremeyecek durumda olması, korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gerekmesi ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokmakta olması alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden ergin kişiler m. 406Burada önemli olan husus şudur ki, savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı ya da malvarlığını kötü yönetmek tek başına kısıtlama sebebi değildir. Kısıtlama kararının verilebilmesi için kişinin bu sebeple kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesi içerisinde bulunması, bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olması ya da başkalarının güvenliğini tehdit ediyor olması yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan ergin kişiler m. 407Bu kısıtlama sebebi için bir kişi hakkında sadece bir yıl ve daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezanın kesinleşmiş olması yeterlidir. Başkaca bir şart engelliliği, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin isteği üzerine- m. 408Bu kısıtlama sebebi için ilgilinin kendisi talepte bulunmalı,Yaşlılığı, engelliliği, deneyimsizliği veya ağır hastalığı olmalı,Bu sebepler kişinin işlerini gereği gibi yönetmesine engel olmalı,Bu durum ilgili kişi tarafından ispat ve yetkili bir mahkeme kararı bir kararla, sözleşme ile ya da tek taraflı irade beyanı ile kişiler kısıtlanamaz, haklarında vesayet hükümleri geçerli kılınamaz. Bir başka anlatımla kişiler vekil tayin eder gibi kendi kendilerine vasi tayin etme imkanına sahip değillerdir. Vasi tayini için mutlak surette bir mahkeme kararı tayini için yetkili ve görevli mahkeme küçüğün veya kısıtlının yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemeleridir m. 411 ve 413.Vasi Tayini Dilekçesi , Vasilik Dilekçesi Örneği , Vasi Tayini İçin Gerekli belgeler 5Mahkeme usulen yapması gereken işlemleri yapmış kişinin vesayet altına alınmasına ilişkin karar dikkatli bir incelemeyi gerektirir. Bu sebeple kanunda yazılı sebeplerin ve sosyal koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğini araştırmak, vasi olarak tayin edilecek kişinin niteliklerini araştırmak önemlidir. Bu sebeple mahkeme vesayete ilişkin kararını vermeden önce bir kısım usuli işlemleri yapmak alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim TMK m. 406 veya istek üzerine m. 408 verilecek kısıtlama kararlarında mahkeme mutlaka ilgili kişiyi dinlemelidir m. 409/I.Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle verilecek kısıtlama kararı m. 405, ancak resmî sağlık kurulu raporu ile mümkündür. Bu raporun tanzimi için gerektiğinde TMK 436 ncı maddesi hükümleri uygulanır. Hâkim, karar vermeden önce, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi de dinleyebilir m. 409/II.Mahkeme vesayet altına alına alınacak kişinin ve varsa ana babasının vasi talebini dikkate alır. Eğer haklı bir sebep engel teşkil etmiyorsa istenen kişi vasi olarak yakın hısım ve eşe öncelik kararı ilan kararının hukuki işlem ehliyeti bakımından önemli sonuçları olacağından bu kararın ilan edilmesi sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddesi şu şekildedir“Kısıtlama kararı, kesinleşince hemen kısıtlının yerleşim yeri ile nüfusa kayıtlı olduğu yerde ilân iyiniyetli üçüncü kişileri ilândan önce etkilemezAyırt etme gücüne sahip olmamanın sonuçlarına ilişkin hükümler saklıdır.” m. 410Vasi Tayini Dilekçesi , Vasilik Dilekçesi Örneği , Vasi Tayini İçin Gerekli belgeler 6Vasi Tayini İçin Gerekli BelgelerVesayeti gerektiren haller kanunda birbirinden farklı farklı düzenlenmiştir. Bu sebeple her bir sebebe göre istenen belgeler de değişiklik gösterebilir. Bununla birlikte ifade etmek gerekir ki her durumda Mahkemeye bir dilekçe ile başvurmak şarttır. Mahkeme gerekli belgeleri bizzat getirtebileceğinden çoğu zaman ek belgelere ihtiyaç duyulmayabilir. Bununla birlikte;Eğer yaş küçüklüğü sebebiyle başvuruluyorsa; küçüğün nüfüs cüzdan aslı ve fotokopisi, anne ve baba vefat etmiş ise bu durumu gösterir vukuatlı nüfus kayıt örnekleri, anne ve baba kısıtlanmışlarsa ya da velayet hakları kaldırılmışsa ilgili mahkeme kararının bir nüshası gerekli hastalığı ya da akıl zayıflığı sebebiyle başvuruluyorsa; Bu konuda –varsa- verilmiş sağlık kurulu raporu dilekçeye eklenmelidir. Eğer böyle bir rapor yoksa mahkeme bu konuda gerekli raporu alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebepleriyle başvuruluyorsa; bu durumu ispata yarar her tür delil, varsa tıbbî/adli raporlar, tutanaklar vs. dilekçeye bağlayıcı ceza sebebiyle kısıtlama durumunda, zaten cezayı yerine getirmekle görevli makam, böyle bir hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlü olduğundan herhangi bir başvuru yapmaya gerek üzerine kısıtlamada ise, kişi yaşlılığı, engelliliği, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat etek yükümlülüğü altındadır. Bu sebeple hem bu sebeplerin varlığını ispatlayacak rapor vs. delilleri mahkemeye sunmalı hem de bu sebepler yüzünden işlerini gereği gibi yönetemediğini ispatlayacak deliller sunmalıdır. Kuşkusuz bu belgelerin neler olduğu duruma göre Tayini Yetkili MahkemeVasi tayini için yetkili mahkeme küçüğün veya kısıtlının yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemeleridir m. 411. Ayrıca diğer vesayet işlemleri bakımından yetki de bu yer vesayet dairelerine Sulh ve Asliye Hukuk Mahkemeleri altına alınan kişinin yerleşim yerinin değişmesi ancak Sulh Hukuk Mahkemesinin izni ile mümkündür. Bu durumda yetkiler yeni yerleşim yerindeki mahkemelere geçer. m. 412Kaç kişi vasi tayin edilir?Vesayet makamı Sulh Hukuk Mahkemesi, vasilik görevini genel olarak tek bir kişiye vermektedir. Yeter ki bu kişi söz konusu görevi yapabilecek yetenekte bir ergin olsun. Bu belirleme sürecinde öncelik, durumun gerektirdiği ölçüde vasi atanacak kişinin eşi yahut yakınlarına verilir. Bunun yanında istek üzerine gerçekleşen vesayette kişinin isteği de göz önünde eğer gerekiyorsa, bu görevi birlikte veya vesayet makamı tarafından belirlenen yetkileri uyarınca ayrı ayrı yerine getirmek üzere birden çok vasi de rızaları bulunmadıkça birden çok kimse vesayeti birlikte yürütmekle görevlendirilemez. m. 413Vasi ile aynı yerleşim yerinde bulunanlar kural olarak vasilik görevini kabul etme yükümlülüğü altındadırlar m. 416Bununla birlikte şu kişilerin vesayeti kabul etmeme hakları vardır1. Altmış yaşını doldurmuş olanlar, engelleri veya sürekli hastalıkları sebebiyle bu görevi güçlükle yapabilecek olanlar,3. Dörtten çok çocuğun velisi olanlar,4. Üzerinde vasilik görevi olanlar,5. Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Cumhurbaşkanı yardımcıları, bakanlar, hâkimlik ve savcılık mesleği mensupları m. 417.Şu kişiler ise vasi olarak atanamazlarKısıtlılarKamu hizmetinden yasaklılar veya haysiyetsiz hayat sürenler Menfaati kendisine vasi atanacak kişinin menfaati ile önemli ölçüde çatışanlar veya onunla aralarında düşmanlık bulunanlarİlgili vesayet daireleri hâkimleriHükümlüye Vasi TayiniBir yıl ve daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı ceza mahkumiyetinin kanuni bir sonucu olarak yasakoyucu hükümlünün vesayet altına alınması kuralını getirmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ilgili düzenlemesi şu şekildedir“Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her ergin yerine getirmekle görevli makam, böyle bir hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlüdür.” m. 407Ancak Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; “…şartla salıverme durumunda hükümlünün vesayet altında bulunması da sona erer ve bu kişi tekrar ehliyetli hale gelmiş olur.” Yargıtay 2. 4326/5287.Vasi tayini, kişilerin fiil hukukî işlem ehliyetini doğrudan etkilemektedir. Bu sebeple son derece önemli bir karardır. Vasi tayini için gereken kimi işlemler de zaman alabilecek niteliktedir. Mesela akıl hastalığı veya zayıflığının tespitine ilişkin sağlık kurulu raporunun aldırılması sürecinin kendine özgü bir tıbbi prosedürü ve bunun neticesinde alacağı bir zaman ifade etmek gerekir ki, vesayet altına alma kararının kendi içerisinde duruma göre değişen bir yasal prosedürü gerektirdiği açıktır. Ancak buna rağmen kanun söz konusu kararın bir an önce alınması lüzumunu ifade etmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ilgili düzenlemesi şu şekildedir“Vesayet makamı, gecikmeksizin vasi atamakla yükümlüdür.” m. 419/IKimi durumlarda bir küçüğün kısıtlanması gerektiği kesin olduğu hâlde henüz ergin olmadığı için bu mümkün olamayabilir. İşte bu gibi durumlarda kanun“Gerek duyulduğunda henüz ergin olmayanların da kısıtlanmasına karar verilebilir; ancak, kısıtlama kararı ergin olduktan sonra sonuç doğurur” m. 419/II hükmüne yer vermek suretiyle erginlikten sonra sonuç doğurmak üzere kısıtlılık kararı verilebilmesini mümkün kılmaktadır. Bu durum bilhassa velayetin yasal olarak son bulması sonrasında kanunî temsil bakımından bir kesinti olmaması açısından büyük önem atanma sürecinin uzaması bir kısım sorunların ortaya çıkmasına sebep olabilir. Bu gibi durumlarda kanun mahkemeye tedbir mahiyetinde bazı kararlar alabilme yetkisi vermektedir. İlgili yasal düzenleme şu şekildedir“Vesayet işleri zorunlu kıldığı takdirde vesayet makamı, vasinin atanmasından önce de re’sen gerekli önlemleri alır; özellikle, kısıtlanması istenen kişinin fiil ehliyetini geçici olarak kaldırabilir ve ona bir temsilci atayabilir. Vesayet makamının kararı ilân olunur.” TMK; m. 420Noterden Vasi TayiniYukarıda da açıklanmış olduğu üzere kişilerin vesayet altına alınmasına ilişkin karar ancak ve ancak yetkili Sulh Hukuk Mahkemeleri tarafından verilebilir. Noterlerin ya da sair kurum ya da kuruluşların bu yönde bir yetkisi görevlerini yaparken vesayeti gerektiren hallerin varlığını öğrenen Noter’lere bu durumu derhal yetkili vesayet makamına bildirmek yükümlülüğü getirmiştir. m. 404/II, 405/IIVasi Kararı Olan Kişi Kredi Çekebilir mi?Bu soruya cevap vermek için “kredi çekme” işleminin hukukî niteliği üzerinde durak gerekir. Uygulamada adına “kredi çekme” denilen işlem, hukuken “tüketim ödüncü karz sözleşmesi” olarak Tayini Dilekçesi , Vasilik Dilekçesi Örneği , Vasi Tayini İçin Gerekli belgeler 76098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ilgili maddesi şu şekildedir“Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir.” TBK; m. 386Faize ilişkin olarak ise“Ticari olmayan tüketim ödüncü sözleşmesinde, taraflarca kararlaştırılmış olmadıkça faiz tüketim ödüncü sözleşmesinde, taraflarca kararlaştırılmamış olsa bile faiz istenebilir.” TBK; m. 387 hükmünü açıklamalardan anlaşıldığı üzere söz konusu sözleşme her iki tarafı borç altına sokan bir sözleşmedir. Vesayet altına alınmış kişilerin ise fiil ehliyetinin kısıtlanmış olduğu kuşkusuzdur. Bu sebeple söz konusu işlemi bizzat yapması söz konusu olamaz. Bu işlem vasi tarafından yapılabilir. Ancak vasinin de bu işlemi yapabilmesi için vesayet makamından Sulh Hukuk Mahkemesi izin alması gereklidir. Zira kanuna göre şu vasinin şu işlemleri yapması için vesayet makamının izni gerekir“Aşağıdaki hâllerde vesayet makamının izni gereklidir1. Taşınmazların alımı, satımı, rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başka bir aynî hak kurulması,2. Olağan yönetim ve işletme ihtiyaçları dışında kalan taşınır veya diğer hak ve değerlerin alımı, satımı, devri ve rehnedilmesi,3. Olağan yönetim sınırlarını aşan yapı işleri,4. Ödünç verme ve alma,5. Kambiyo taahhüdü altına girme,6. Bir yıl veya daha uzun süreli ürün ve üç yıl veya daha uzun süreli taşınmaz kirası sözleşmeleri yapılması,7. Vesayet altındaki kişinin bir sanat veya meslekle uğraşması,8. Acele hâllerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması,9. Mal rejimi sözleşmeleri, mirasın paylaştırılması ve miras payının devri sözleşmeleri yapılması,10. Borç ödemeden aciz beyanı,11. Vesayet altındaki kişi hakkında hayat sigortası yapılması,12. Çıraklık sözleşmesi yapılması,13. Vesayet altındaki kişinin bir eğitim, bakım veya sağlık kurumuna yerleştirilmesi,14. Vesayet altındaki kişinin yerleşim yerinin değiştirilmesi.” m. 462Yukarıda anılan maddenin 14 numaralı bendinde ödünç alma işlemlerinin vesayet makamının iznine bağlı olduğu açıkça yazılıdır. Bu sebeple kredi sözleşmesi, ancak vesayet makamından izin alınmak ve vasi tarafından yapılmak suretiyle geçerli Tayini Yargıtay KararlarıVesayet konusu bir çok yargı kararına konu olmaktadır. Bunların hepsine burada yer vermek imkanı bulunmamaktadır. Ancak biz burada birkaç Yargıtay kararına kısaca yer vermek istiyoruz“Mahkemece küçük G…’nün babasının belli olmadığı da dikkate alınarak velayet durumunun araştırılması, sağ ve ergin olduğu anlaşılan annesinin kısıtlılık halinin devam edip etmediğinin veya velayetinin kaldırılmasına ilişkin bir karar bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, vasi atanması konusunda haklı sebeplerin olup olmadığının değerlendirilmesi sonunda, velayetin anneden alınması gerektiği yönünde bir kanaatin oluşması halinde, Medeni Kanun hükümlerine göre re’sen yasal prosedürün işletilerek velayet konusunda bir hüküm alınması, oluşacak sonuca göre vesayet konusunun değerlendirilmesi gerekirken, bu incelemelere girilmeksizin vesayet altına alınmasına ve İ… A…..’un vasi olarak tayinine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” Yargıtay 2. Hukuk Dairesi; tarih, E. 2011/4715 K. 2011/19616 sayılı kararı“Medeni Kanununun 411. maddesi; vesayet işlerinde yetkinin küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet daireleri olduğunu, 412. maddesi de vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişinin yerleşim yerinin değiştirilemeyeceğini, yerleşim yerinin değişmesi halinde yetkinin yeni vesayet dairesine geçeceğini hükme bağlamıştır. Bu yetki kesindir. Mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Bora ve Metin Bandırma Sulh Hukuk Mahkemesinin vesayet makamının gün ve 2002/346 sayılı kararı ile vesayet altına alınmıştır. Bu karar kaldırılmamıştır. Bir kişinin birden fazla vesayet dairesi bulunamaz. Mahkemece; daha önceki 2002/346- 706 sayılı dosyanın incelenmesi, bu dosya ile birleştirilmesi, deliller birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir. Açıklanan husus üzerinde durulmaması usul ve yasaya aykırıdır.” Yargıtay 2. Hukuk Dairesi; tarih, E. 2005/19686, K. 2006/4477 sayılı kararıVasi Tayini Dilekçe Örneği……………… SULH HUKUK MAHKEMESİ’NEDAVACI ADRES DAVALI HasımsızDAVA KONUSU Vasi Atanması TalebiVASİ TAYİNİ İSTENEN HUKUKÎ NEDENLER TMK, HMK ve diğer ilgili mevzuat Nüfus kaydı, sağlık kurulu raporu, tanık ve her türlü yasal 1 Annem ………… hakkında …………….. Hastanesi tarafından …………….. tarih ve ……….sayılı sağlık kurulu raporu tanzim edilmiş ve kendisinin ……… olduğu tespiti yapılmıştır. Annemde mevcut bulunan sağlık sorunu kendisini ve işlerini idare etmekten kendisini men etmektedir. Anılan rahatsızlık sebebiyle tarafı olduğu hukukî işlemlerin sorumluluğunu taşıma ve mahiyetini anlama yeterliliğinden Annemin yukarıda anılan sağlık sorunları nedeniyle kendisi yerine bu işlemleri yapacak bir vasiye ihtiyacı bulunmaktadır. Benim bakım ve gözetimim altında bulunan annem ………’ vasi olarak atanmam için mahkemenize başvuru zorunluluğu ve TALEPYukarıda açıklanan nedenler ve mahkemenizce resen nazara alınacak hususlar çerçevesinde;Annem ……………………………. için vasi olarak tayin edilmem yönünde karar verilmesini arz eder, saygılarımı sunarım. …./…./2021DAVACIAdı ve SoyadıİmzaEK1- Sağlık Raporu,2- Nüfus Kayıt Örneği3- Kimlik Fotokopisi
Şanlıurfa'da görev yapan bir öğretmen, özel sektörde çalışan eşinden dolayı İzmir'e nakil olmak istemiş ancak, nakil talebi reddedilmiştir. İlk derece idare mahkemesinde açılan davada, mahkeme, talebin kadro durumuna bakılmaksızın karşılanması gerektiği gerekçesiyle, Milli Eğitim Bakanlığı işlemini iptal etmiştir. Bakanlık bu dosyayı temyiz etmiş ve temyiz istemi geçtiğimiz aylarda karara bağlanmıştır. Buna göre, Danıştay 2. Dairesi, genel çerçeve yönetmelik ve kurumsal yönetmelik hükümleri bağlamında, hizmet gerekleri gözetilmeden atanması halinde norm kadro fazlası olunması nedeniyle, nakil talebinin karşılanamamasında hukuka aykırılık görmemiştir. İŞTE MAHKEME D A N I Ş T A Y İKİNCİ DAİRE Esas No 2014/519 Karar No 2017/1153 Temyiz İsteminde Bulunan Davalı Milli Eğitim Bakanlığı / ANKARA Vekili ....... Karşı Taraf Davacı ... İsteğin Özeti Şanlıurfa İdare Mahkemesince verilen 21/08/2013 günlü, E2012/3548, K2013/1768 sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden Özeti Cevap verilmemiştir. Danıştay Tetkik Hakimi Naile Kamış Düşüncesi Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü Dava; Şanlıurfa ili, .. ilçesi ... İlkokulu'nda sınıf öğretmeni olarak görev yapmakta olan davacının, eşinin İzmir ilinde Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4'üncü maddesinin a ve b bentleri kapsamında sigortalı olarak çalışıyor olması nedeniyle 2012 yılı mazeret tayini döneminde, elektronik ortamda yapmış olduğu iller arası eş durumu mazeret tayini talebinin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır. Şanlıurfa İdare Mahkemesi'nin 21/08/2013 günlü, E2012/3548, K2013/1768 sayılı kararıyla; ailenin korunması, huzur ve refahı için gerekli tedbirlerin alınmasının tüm kurumlar için Anayasal bir yükümlülük olduğu ve bu yükümlülüğü yerine getirmede tanınmış herhangi bir istisnanın da Anayasa'da yer almadığı dikkate alındığında; davacının, eşinin İzmir ilinde Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4' üncü maddesinin a ve b bentleri kapsamında sigortalı olarak çalışıyor olması gerekçe gösterilerek eş durumu mazereti gerekçesiyle yapılan iller arası eş özrüne dayalı atanma talebinin, davacının eşinin Yönetmelikle belirlenen son iki yıllık süre içerisinde 360 gün sigortalı olma şartını taşıdığı hususu dikkate alınarak kadro durumuna bakılmaksızın öncelikli olarak yerine getirilmesi gerektiğinden, dava konusu işlemde eşitlik, hakkaniyet ve mevzuat hükümlerine uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline idare, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasının istemektedir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 72. maddesinin 1. fıkrasında; "Kurumlarda yer değiştirme suretiyle atanmalar; hizmetlerin gereklerine, özelliklerine, Türkiye'nin ekonomik, sosyal, kültürel ve ulaşım şartları yönünden benzerlik ve yakınlık gösteren iller gruplandırılarak tespit edilen bölgeler arasında adil ve dengeli bir sistem içinde yapılır."; ikinci fıkrasında, "Yeniden veya yer değiştirme suretiyle yapılacak atamalarda; aile birimini muhafaza etmek bakımından kurumlar arasında gerekli koordinasyon sağlanarak memur olan diğer eşin de isteği halinde ataması, atamaya tabi tutulan memurun atandığı yerede 74 ve 76. maddelerde belirtilen esaslar çerçevesinde yapılır."; beşinci fıkrasında ise, "Memurların atanamayacakları yerler ve bu yerlerdeki görevler ile kurumların özellik arz eden görevlerine atanabilmeleri için hangi kademelerde ne kadar hizmet etmeleri gerektiği ve yer değiştirme ile ilgili atama esasları Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle belirlenir. Kurumlar atamaya tabi olacak personeli için bu yönetmelik esaslarına göre Devlet Personel Başkanlığının görüşünü almak suretiyle bir personel ve atama planı hazırlar. " hükmü yer almaktadır. 06/05/2010 günlü, 27573 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin, "Özür durumuna bağlı yer değiştirmeler" başlıklı 35. maddesi, 1. fıkrasında; "Öğretmenler, sağlık, eş ve öğrenim durumu özürleri nedeniyle özür gereklerinin karşılanabileceği yerlere yer değiştirme isteğinde bulunabilirler. Ancak bu özürler nedeniyle yer değişikliği istekleri, hizmet gerekleri ile özür durumlarının birlikte karşılanması temelinde değerlendirilir.", İkinci fıkrasında da; "İl içinde ve iller arasında yapılacak özür durumuna bağlı yer değiştirmelere ilişkin duyuru ve başvuruları birlikte alınır. Yer değiştirme suretiyle atamalar, öğretmenlerin tercihleri dikkate alınarak hizmet puanı üstünlüğü esas alınarak yapılır." kuralı öngörülmüştür. Dosyasının incelenmesinden, Şanlıurfa ili, ... ilçesi .. İlkokulu'nda sınıf öğretmeni olarak görev yapmakta olan davacının, şantiye şefi olan eşinin İzmir ilinde Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4'üncü maddesinin a ve b bentleri kapsamında sigortalı olarak çalışıyor olması nedeniyle 2012 yılı mazeret tayini döneminde, elektronik ortamda İzmir iline yapmış olduğu iller arası eş durumu mazeret tayini talebinin reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, İzmir ilinde açık sınıf öğretmeni normu bulunmadığı, bu halde hizmet gerekleri gözetilmeden atanması halinde norm kadro fazlası olacağı yukarıda anılan mevzuat hükümleri uyarınca dikkate alındığında, davacının eşinin görev yaptığı İzmir iline yer değiştirme talebinin 2012 Ağustos eş durumu özrüne bağlı yer değiştirme döneminde elektronik ortamda "tercih talebinde bulunabileceği bir okul açılmamak suretiyle" reddine ilişkin dava konusu işlemde mevzuat hükümlerine aykırılık bulunmadığından, anılan işlemin iptali yolunda verilen Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Şanlıurfa İdare Mahkemesince verilen 21/08/2013 günlü, E2012/3548, K2013/1768 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun temyize konu kararın verildiği tarih itibariyle yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun'la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme'ye gönderilmesine, tebliğ tarihini izleyen 15 onbeş gün içinde Danıştay'da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. Facebook'tan takip etmek için tıklayınız
eş durumu tayin davaları ne kadar sürer