🐭 Orhan Veli Bütün Şiirleri Kitabı Özeti

Getirdiğiyeni şiir tarzı ile dilin sadeleşme ve dönüşümünde önemli bir rol oynamış, konuşma diliyle *sıradan* insanı şiirine konu edinmiştir. Orhan Veli – Bütün Şiirleri özel ciltli baskısına şairin el yazısı şiirleri ve fotoğrafları da eklenmiş ve kitap üçana bölümde ele alınmıştır: Iı. Bölüm BütünŞiirleri - Orhan Veli Kanık - Kırmızı Kedi - 10,08TL - 9786052987513 - Kitap Bu kitabı diğerlerinden farklı kılan yönlerinden bir diğeri ise Orhan veli, Bütün Şiirleri (1951) Bütün Şiirleri (1975) Çeviri Şiirler (1982) DÜZYAZILARI, ELEŞTİRİ HİKAYELERİ Orhan Veli, Nesir Yazıları (1953, 2. b. Denize Doğru adıyla, 1970) La Fontaine Masalları (1943) Nasrettin Hoca Hikayeleri (1949) Orhan Veli İçin (1953) Orhan Veli/Bütün Eserleri (1975) Bütün yazılar I, II (1982) ORHAN VELİ'NİN KATİLİ. "Her ne kadar Orhan Veli, 'Gemliğe doğru / Denizi göreceksin / Sakın şaşırma' demişse de, İzmir'e doğru da denizin gözüktüğünü başka bir şairden, İlhan Berk'ten öğreniyoruz: <yeJMk. Orhan Veli Kanık Bütün Şiirleri Kitap Özeti Orhan Veli, müzisyen bir babamın oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Beşiktaş Akaretler civarında okula başlamıştır. Galatasaray Lisesi’ne devam etmiştir. Ankara’da ortaokul ve liseyi tamamlamıştır. Edebiyat Fakültesi’ne girerek iki yıl sonra ayrılıp, yardımcı öğretmenlik ve kamuda memurluk yapmıştır. Gazete ve dergilerde yazıları ve şiirleri yayınlanan Orhan Veli, şiirde yeni bir ekolün temsilcisi olmuştur. Serbest ölçüde şiir yazarak Garip Akımı’nı başlatmıştır. Şiirlerinde kadın ve aşk konularından bahsetmektedir. Şiirde önemli bir ekol olarak görülen Garip Akımı’nı anlamak için okunmaktadır. Orhan Veli’nin bazı şiirleri şu şekildedir İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı Önce hafiften bir rüzgar esiyor; Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar, ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda, Sucuların hiç durmayan çıngırakları İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı; Kuşlar geçiyor, derken; Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık. Ağlar çekiliyor dalyanlarda; Bir kadının suya değiyor ayakları; İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı; Serin serin Kapalıçarşı Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa Güvercin dolu avlular Çekiç sesleri geliyor doklardan Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları; İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı; Başımda eski alemlerin sarhoşluğu Loş kayıkhaneleriyle bir yalı; Dinmiş lodosların uğultusu içinde İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir yosma geçiyor kaldırımdan; Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar. Birşey düşüyor elinden yere; Bir gül olmalı; İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir kuş çırpınıyor eteklerinde; Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum; Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum; Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından Kalbinin vuruşundan anlıyorum; İstanbul’u dinliyorum. Orhan Veli Kanık Anasayfa / Edebiyat Kitapları / Şiir Kitapları Orhan Veli Bütün Şiirleri Hakkında Bilgiler Türü Şiir Kitapları Sayfa Sayısı 223 ISBN 9786051774251 Kapak Ciltsiz Ürün Özellikleri Ödeme Seçenekleri Orhan Veli Bütün Şiirleri Kısa Özet Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yenilikçi Garip akımının kurucusu olan Orhan Veli, Türk şiirindeki eski yapıyı temelinden değiştirmeyi amaçlayarak sokaktaki adamın söyleyişini şiir diline taşıdı. Yeni bir zevk ortaya çıkarabilmek için eski olan her şeyden uzak duran Orhan Veli, hece ve aruz ölçülerini kullanmayı reddetti. Kafiyeyi ilkel; mecaz, teşbih, mübalağa gibi edebî sanatları gereksiz bulduğunu açıkladı. "Geçmiş edebiyatların öğrettiği her şeyi, bütün geleneği atmak" amacıyla yola çıkan Orhan Veli’nin bu arzusu şiirinde kullanabileceği teknik olanakları azaltsa da şair, ele aldığı konular, bahsettiği kişiler ve kullandığı sözcüklerle kendine yeni alanlar oluşturdu. Yalın bir anlatımı benimseyerek şiir dilini konuşma diline yaklaştırdı. 1941 yılında, arkadaşlarıyla birlikte çıkardıkları Garip adlı şiir kitabında bu fikirlerinin örnekleri olan şiirleri yayımlandı ve Garip akımının doğmasına sebep oldu. Bu akım özellikle 1940-1950 yılları arasında Cumhuriyet Dönemi şiirinde büyük etki bıraktı. Garip şiiri hem yıkıcı hem de yapıcı özelliği ile Türk şiirinde bir mihenk taşı kabul ne kadar Garip döneminde yazdığı şiirleriyle öne çıksa da Orhan Veli "tek tür" şiirler yazmaktan kaçındı. Durmadan arayan, kendini yenileyen, kısa yaşamı boyunca uzun bir şiir serüveni yaşayan Orhan Veli’nin edebiyat hayatı farklı aşamalardan oluşmuştu. Oktay Rifat bu durumu "Orhan, Fransız şairlerinin birkaç nesillik şiir macerasını kısacık ömründe yaşadı. Türk şiiri onun kalemi sayesinde Avrupa şiiriyle atbaşı geldi." ve "Birkaç neslin belki arka arkaya başarabileceği bir değişmeyi o birkaç yılın içinde tamamladı." sözleriyle açıkladı. Orhan Veli Kanık Hakkında Kısaca Özet Bilgi 1914-1950 İstanbul’da doğdu. Ankara Gazi Lisesini ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünü bitirdi. PTT Genel Müdürlüğünde memurluk yaptı. Millî Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosunda çalıştı. Orhan Veli Kanık, 1936’dan itibaren Varlık dergisinde ölçüsüz, kafiyesiz, şairanelikten uzak yeni şiirler yayımlamaya başlamıştır. Türk şiirinde bir dönüşüm yapmış, yeni şiir hareketini kendi kuşağına ve sonraki kuşaklara aktarmıştır. Türk şiirinin geleneksel yapısını değiştirmiştir. Kendine özgü bir üslubu vardır. Şiirlerinde ironiyi, mizahı ve içtenliği bir arada tutmuş, halkın anlayabileceği oldukça yalın bir dil kullanmıştır. Türk şiir diline yeni bir bakış getirmiştir. Türkçeyi iyi bilen ve kullanan şairlerden biridir. Ayrıca birçok çeviri çalışması ile de kültürümüze katkı sağlamıştır. 1941 yılında Oktay Rifat Horozcu ve Melih Cevdet Anday’la birlikte “Garip” kitabını çıkarmıştır. Dönemin çeşitli dergi ve gazetelerinde şiirleri ve yazıları yayımlanmıştır. Orhan Veli, Türk şiirine getirdiği yeni söyleyiş tekniğiyle yaşadığı dönemde büyük ilgi uyandırmıştır. Geleneksel şiir anlayışını tamamen reddeden Orhan Veli; kalıplaşmış ifadelerden, şairane üsluptan vazgeçmiştir. Eserleri Garip Oktay Rifat ve Melih Cevdet’le birlikte, Vazgeçemediğim, Destan Gibi, Yenisi şiir… BAŞKA BİR KAYNAK Şâir. İstanbul’da Beykoz’a bağlı Yalıköyü’nde doğdu. Mehmet Veli Kanık’ın oğlu. İlköğrenimine Galatasaray Lisesi’nin ilk kısmında başladı, beşinci sınıfı Ankara Gazi llkokulu’nda okudu. Ankara Erkek Lisesi’ni bitirdi 1933. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ne girdi. Okulu bitiremeden 1936’da Ankara’ya giderek PTT Genel Müdürlüğü’nde memur oldu. Askerlikten sonra Millî Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu’nda çalıştı 1945. Memurluktan ayrılınca Yaprak İsimli bir dergi çıkardı 1949-1950 arası, 20 sayı. 10 Kasım 1950 günü, geceleyin bir çu­kura düştü, iki gün sonra beyin kanamasından Öldü. Rume­lihisarı Mezarlığı’na gömüldü. Cumhuriyet Dönemi Türk şiirinde yeni bir çığır açan Orhan Veli, Garip hareketinin en çok bilinen ismidir. Orhan Veli, Oktay Rıfat ve Melih Cevdet’in temsilciliğini yaptığı Garip akımı hareketi, şiirimizin dönüm noktalarından biri olmuştur. Sanat hayatı boyunca sürekli bir arayış içinde olan Orhan Veli yeni bir şiir tarzı yakalayabilmek için geleneksel şiire ait her şeyden uzak durmaya başlamış, serbest ölçünün olanakları etrafında kendi tarzını oluşturmuştur. Baudelaire Bodler, Rimbaud Rembo, Verlaine Verlen gibi Fransız şairlerinden etkilenen Orhan Veli şiirleriyle edebiyat dünyamıza; düzyazı ve çevirileriyle sanat ve düşünce dünyamıza önemli katkılar da bulunmuştur. Türk şiirine yeni bir bakış getiren Orhan Veli; şiirin yapısını, dilini ve üslubunu değiştirmiştir. Cumhuriyet devri Türk şiirinde Garip Akımı veya Birinci Yeni denilen edebiyatın kurucusudur. 1936-1941 yılları arasında Varlık, İnsan, Ses, Gençlik ve Kültür dergilerinde neşredi­len ilk şiirlerinde Ahmet Haşim, Necip Fazıl Kısakürek ve Cahit Sıtkı Tarancı­nın izleri görülür. Bu dönemde şair hece ölçüsü ile şiirler ya­zar. Temalarını da umutsuzluk, yalnızlık, tabiat sevgisi ve hâtıraları teşkil eder. 1941’den itibaren duygudan çok akla hitap eden, ince alay bulunduran, sıradan insanların hayatı­nı, ümitlerini, ümitsizliklerini anlatan, ölçüsüz, yalın üslûp ile ifade edilmiş şiirler söyler. Son şiirlerindi ise. yaşama sevinci ve tabiat sevgisi temasım işler; kafiye ve söz sanatlarına yer verir. Her şiirinde yalın bir halk Türkçesi kullanmıştır Nasrettin Hoca fıkraları ile La Fontainenin fabllerini naz men söyleyen en başarılı şairdir. Şiir kitapları 1. Garip Oktay Rıfat-Melih Cevdet ile birlikte, 1941, 2. Vazgeçemediğim 1945, 3. Destan Gibi 1946, 4, Yenisi 1947, 5. Karşı 1949, 6. Bütün Şiirleri 1954, Ölümün’ den sonra şiirlerinin tamamı bir araya getirildi, 7. Nasrettin Hoca Hikâyeleri 72 fıkra manzum olarak anlatılır, 1949, Tercümeleri 1. Bir Kapı Ya Açık Durmalı, Ya Kapalı Musset’den, 1943, 2. Barbarlne aynı yazardan, 1944, 3, Scapln’ln Dolapları Moliereden, 1944, 4. Sicilyalı Yahut Resimli Muhabbet Moliere’den, 1944, 5. Tartuffe Moliera1den, 1944, 6. Versallles Tuluatı Moliere’den, 1944, 7. Üç Hikaye Gogol’dan, 1945, 8. Turca ret Alain R. Lesage’dan, 1946, 9. Fransız Şiir Antolojisi 1947, 10. La Fontaine’in Masadan La Fontaine’den, 1948, 11. Hamlet ve Venedikli Tüccar 1949, 12. Sayılı Yosma Sartre’dan, 1961, 13. Batıdan Şiirler Oktay Rıfat- Melih Cevdet ile birlikte, 1963. Asım Bezirci şâir hak­kında önemli bir eser yayımladı Orhan Veli Kanık 1967, Aynı yazar, şâirin tercüme şiirlerini bulunduran Çeviri Şiir­ler kitabını da neşretti 1982. Basında, Orhan Veli için çıkan ya­zıları ve biyografisini kardeşi Adnan Veli Kanık Orhan Veli İçin adıyla yayımladı 1953. Rasim Özdenören İnce Memed Özeti » MERHABALAR; Kendimi ne zaman mutsuz hissetsem, şiirler yetişir imdadıma... Kendilerine has hüzünleriyle, mutluluklarıyla... Şiirle hüzünlendiğim bir gecenin sabahında huzurla uyanırım.. Beni huzura ulaştıran pek çok şairden en sevdiğimdir ORHAN VELİ 1914- 1950. Kısacık ömrüne sığdırdığı, sade, yalın bir o kadar da içe işleyen şiirleriyle benim için çok kıymetlidir. Pek çok şiirini ezbere bilirim. Hayatıma henüz 15 yaşımdayken girdi, bir dönem ödevi vesilesiyle ve o gün bu gündür bana yarenlik eder durur... Zaten anlayacaksınız fotoğraflardan ne çok okuduğum bir kitap olduğunu, yıpranmışlığından... 1996 Aralık'tan beri baş ucumda.. Bir çoğunuzun da benim gibi ezbere bildiği, ezbere bilmese de aşina olduğu, en sevdiğim Orhan Veli Şiirlerini paylaşmak istiyorum sizlerle... Benim de mi düşüncelerim olacaktı, Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım, Sessiz, sedasız mı olacaktım böyle? Çok sevdiğim salatayı bile Ağlasam sesimi duyar mısınız, mısralarımda; Dokunabilir misiniz, gözyaşlarıma, ellerinizle? Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu Her şeyi söylemek mümkün; Hiçbir şeyden çekmedi dünyada Hatta çirkin yaratıldığından bile O kadar müteessir değildi; Kundurası vurmadığı zamanlarda Anmazdı ama Allahın adını, Yazık oldu Süleyman Efendi’ye Mesele falan değildi öyle, To be or not to be kendisi için; Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü. Duyarlarsa öldüğünü alacaklılar Haklarını helal ederler elbet Alacağı yoktu zaten rahmetlinin. Tüfeğini depoya koydular, Esvabını başkasına verdiler. Artık torbasında ne ekmek kırıntısı, Ne matrasında dudaklarının izi; İsmi bile kalmadı yadigar. Kahve ocağında, el yazısiyle DEĞİL Bilmem ki nasıl anlatsam; Nasıl, nasıl, size derdimi ! Bir dert ki yürekler acısı, Bir dert ki düşman başına. “İzmit sokakları yaprak içindeydi; Başımda, unutamadığım şehrin havası; Dilimde hep oraların şarkıları; İzmit sokakları yaprak içindeydi.” 1945, Yol Türküleri şiirinden. Her gün bu kadar güzel mi bu deniz? Böyle mi görünür gökyüzü her zaman? Her zaman güzel mi bu kadar, Bu eşya, bu pencere? Değil, Vallahi değil; Bir iş var bu işin içinde. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Önce hafiften bir rüzgar esiyor; Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar, ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda, Sucuların hiç durmayan çıngırakları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Kuşlar geçiyor, derken; Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık. Ağlar çekiliyor dalyanlarda; Bir kadının suya değiyor ayakları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Serin serin Kapalı Çarşı; Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa; Güvercin dolu avlular. Çekiç sesleri geliyor doklardan, Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Başımda eski âlemlerin sarhoşluğu, Loş kayıkhaneleriyle bir yalı; Dinmiş lodosların uğultusu içinde İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir yosma geçiyor kaldırımdan; Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar. Bir şey düşüyor elinden yere; Bir gül olmalı; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir kuş çırpınıyor eteklerinde; Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum; Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum; Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından Kalbinin vuruşundan anlıyorum; İstanbul'u dinliyorum. SAĞLIĞINDA YAYIMLANAN KİTAPLARINA GİRMEYEN SON ŞİİRLERİ Uyuşamayız, yollarımız ayrı; Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi; Senin yiyeceğin, kalaylı kapta; Benimki aslan ağzında; Sen aşk rüyası görürsün, ben kemik. Ama seninki de kolay değil, kardeşim; Kolay değil hani, Böyle kuyruk sallamak Tanrının günü. KİTAPLARINA GİRMEYEN SON ŞİİRLERİ ÖLÜMÜNDEN SONRA YAYIMLANANLAR Biliyorum, kolay değil yaşamak, Gönül verip türkü söylemek yar üstüne; Yıldız ışığında dolaşıp geceleri, Gündüzleri gün ışığında ısınmak; Şöyle bir fırsat bulup yarım gün, Yan gelebilmek Çamlıca tepesine… - Bin türlü mavi akar Boğaz’dan- Her şeyi unutabilmek maviler içinde. Biliyorum, kolay değil yaşamak; Bir ölünün hala yatağı sıcak, Birinin saati işliyor kolunda. Yaşamak kolay değil ya kardeşler, Kolay değil bu dünyadan ayrılmak. DERGİLEDE YAYIMLADIĞI AMA KİTAPLARINA ALMADIĞI ESKİ BİÇİMLİ ŞİİRLERİ İHTİYARLIK Franz Hellens’ten Benim, bardağın sürahinin Önümüzdesin; rengin uçmuş. Bu; eski, sevdiğim bir duruş. İçelim! Madem ömrümüz hoş Geçmiş, tatmamışız ayrılık; Madem ne bardağımız kırık, Madem ne de sürahimiz boş. Bir gün ikimizden birimiz İçmek veya doldurmak için Mehmet Ali Sel / Varlık SAĞLIĞINDA YAYIMLAMADIĞI ESKİ BİÇİMLİ ŞİİRLERİ Dilimin ucunda eski bir arkadaş adı, Unutulmuş şekilleri taşıyan bulutlar; Bir gökyüzü genişliğiyle ruhuma dolar Otların içine sırtüstü yatmanın tadı. Avucumda sıcaklığını duyduğum ekmek; Üstümde hatırası kadar güzel sonbahar; O bembeyaz, o tertemiz bulutlara dalar Düşünürüm bir çocuk türküsü söyleyerek. SAĞLIĞINDA YAYIMLAMADIĞI YENİ BİÇİMLİ ŞİİRLERİ İçkiye benzer bir şey var bu havalarda. Kötü ediyor insanı, kötü… Hele bir de hasretlik oldu mu serde; Dertli ediyor insanı, dertli. İçkiye benzer bir şey var bu havalarda, Sarhoş ediyor insanı, sarhoş. Garip Akımı üyeleri Orhan Veli, Oktay Rifat ve Melih Cevdet'in birlikte fotoğrafı DERGİLERDE YAYIMLADIĞI AMA KİTAPLARINA ALMADIĞI YENİ BİÇİMLİ ŞİİRLERİ "Yazık oldu Süleyman Efendiye" Mısra-i meşhurunun mübdii.. Duydum ki merak ediyormuşsunuz, Sirk hayvanı falan değilim. Pek biçimli olmamakla beraber. Bir anne ile babadan dünyaya geldim. Ne başımda bulut gezdiririm, Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet. Ahır uşağı gibi aristokrat. Malda mülkte gözüm yoktur. Mütenekkiren seyahat ederim. Oktay Rıfat'la Melih Cevdet'tir Bir de sevgilim vardır, pek muteber; Edebiyat tarihçisi bulsun. Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım, Meşgul olmadığım “ehemmiyetsiz” Sadece üdeba arasındadır. Belki daha bin bir huyum vardır… Nisan 1940/İnkılapçı Gençlik, Peki sevgili dostlar sizin en sevdiğiniz Orhan Veli Şiiri hangisi? YEPYENİ PAYLAŞIMLARDA GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE...

orhan veli bütün şiirleri kitabı özeti