🦞 Koyunların Koça Gelmesi Için Ne Yapılır

Kuzularınkesif yemlerle beslenmesi gerektiğinde dikkat edilmesi gereken bazı kurallar vardır; 1. Kuzuların tutulacağı alan anaç koyunlara yakın olarak belirlenmelidir, 2. Barınağın her iki ucunda ve yanlarında giriş-çıkış yerleri olmalıdır, Advertisement. 3. Barınak her zaman temiz ve altlıklı olmalıdır, 4. Dişitokluyu koça vermekte 18 ayı geçirmemelidir.Sürüdeki koyunlar pratikte 6-8 yaşlarına kadar, koçlar ise 4-5 yaşlarına kadar damızlık olarak kullanılabilmektedir. Resim 21: Kaliteli beslenme döl veriminde önemlidir. KIZGINLIK (KOÇA GELME) Dişi koyunların koç ile çiftleşme isteği göstermelerine kızgınlık denmektedir. Arsama imar gelmesi için ne yapmalıyım? - merhabalar benim 30000 m2 arazim var fakat imar gelmemiş gelecek diyorlar gelmesi için benim herhangi birşey yapmam lazım mı veya ne zaman gelecegini ögrenebilirmiyim Sivas'ın Ulaş ilçesinde, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne (TİGEM) bağlı Ulaş Tarım İşletmesi Müdürlüğünce Kangal Akkaraman ırkı koyunların içme suyu ihtiyacını Bazenne kadar umursamaz, vurdum duymaz, vefasız olabileceğimizi tahmin ettiler. Kendimizden başka hiçbir şeyi düşünmeyeceğimizi ve bir şeyler olduğunu fark edebilmemiz için ancak başımıza gelmesi gerekeceğini ta o zamanlardan çaktılar. Muhtemelen onlar da aynı bizim. Turkce. ["Ahtapot" için şarkı sözleri] / [Giriş] / Takıldık tenhalarda bizim agalarla / Hepsinin hikayesi başka bi' sokak / Çürür tenim koca koca yaralarla / Kesip atasım var o zaman kesip Ayrıca çeşitli memleketlerdeki yerli koyunların merinoslar ile ıslah edilmesi için yapılan çalışmalarda yeni tiplerin meydana gelmesine neden oldu. Bugün bile merinosa dayanarak meydana getirilen koyun tipleri hergün az yada çok bir değişme göstermektedir. Merinosun beşiği ve geliştiği yer olan İspanya’da bugün koyun Büyü yapanın istediği şeyleri oluşturmak için yapmış olduğu tüm uygulamaları gerçekleştirmek için izlediği yoldur. Büyünün Amacı ister iyilik olsun, ister şer olsun amaçladığı ve istediği hedef ne ise büyüyü yapan kişi ile doğru orantılıdır. yaratılışı icabı gizli ve esrarengiz şeyleri bilme, öğrenme KoyunlarınKaçmaması İçin Çobanın Ayağını Koyunun Ayağına Bağlamak bulmacalarda sıklıkla karşılaşabileceğiniz bir bulmaca sorusudur. Kare ve çengel bulmacalarda geçen 'Koyunların Kaçmaması İçin Çobanın Ayağını Koyunun Ayağına Bağlamak' sorusunun bir cevabı vardır ve cevabı 8 harflidir. zazPs03. Koyunlar kuruya ayrıldıktan sonra yoğun bir besleme flushing ile koç katım kondisyonuna ulaşmaları sağlanır ve koyunların kızgınlık göstermeleri ve koç katmadan 2 hafta önce uyarıcı koçlar sürü içine bırakılır veya hormon uygulaması ile kızgınlıklar toplulaştırılır ve koç katım işleri 19, 2018Koyunun koça geldiğini nasıl anlarız?Bazen meleyerek, erkek hayvanın yanına sokularak veya birbirlerinin üzerine atlamak suretiyle kızgınlık kendini belli eder. Çoğu zaman ise koyunun koçu kabul etmesi kızgınlığın tek belirtisidir. Bu dönemde ferç şişmiştir, çara akıntısı gelir ve sık sık idrarını kaç günde bir koça gelir?Koyunlarda kizginlik genelde mevsime baglidir. Kizginlik 28-30 saat devam etmektedir. Kizginlik 14-19 günde bir tekrarlanir. Sayet sürüde koç katimi serbest olarak yapiliyorsa koç sürüde en az 35 gün kalmasinda fayda hamile olduğu nasıl anlaşılır?Koyunlarda sidik kesesinin karşısına gelen karnın yan taraflarından 8-10 cm genişliğinde yün kırkılır. Sonra ultrasonik prob üreme organları boyunca yönlendirilerek ilerletilir. Kesin teşhis cenine ait nabız atışı ve göbek kordonu sallanmasının fark edilmesi esasına katımı hangi ayda olur?Koç katımı genellikle Ekim ile Kasım ayları arasında olur. Gündönümünde 21Haziran bir köyün bütün koçları sürüden ayrılıp ayrı bir otlakta koçları çobanın gütmesine verilir. Sürülerde ortalama 25-30 koyun için bir koç kızgınlık kaç saat sürer?Koyunlarda kızgınlık genelde mevsime bağlıdır. Kızgınlık 28-30 saat devam etmektedir. Kızgınlık 14-19 günde bir tekrarlanır. Şayet sürüde koç katımı serbest olarak yapılıyorsa koç sürüde en az 35 gün kalmasında fayda neden kızgınlık göstermez?Koyunlarda Seksüel Döngü Gebe kalırlarsa doğuma kadar kızgınlık göstermezler. Gebe kalmazlarsa aşım mevsiminin sonunda Anestrus a girerler. Ancak Merinos gibi bazı koyun ırkları yıl boyunca döngüsel aktivite kaç gün arayla kızgınlık gösterir?Koyunlarda kızgınlık genelde mevsime bağlıdır. Kızgınlık 28-30 saat devam etmektedir. Kızgınlık 14-19 günde bir tekrarlanır. Şayet sürüde koç katımı serbest olarak yapılıyorsa koç sürüde en az 35 gün kalmasında fayda vardır. Koyunlarda Kızgınlığın Toplulaştırılması Koyunlar mevsimsel kızgınlık gösteren hayvanlardır. Yani, Türkiye’nin de yer aldığı Kuzey Yarım Kürede koyunlar günlerin kısaldığı, gün ışınlarının etkisinin azalmaya yüz tuttuğu sonbahar mevsiminde kızgınlık göstermeye başlarlar. Bu da Ülkemizde bölgelere göre değişmek üzere daha çok Eylül ve Ekim aylarına denk gelmektedir. Bu aylar içerisindeki yaklaşık 45 günlük bir sürede koyunlar kızgınlığa gelirler ve aralarına koç katılarak ya da ayrılan kızgın koyunların elde sıfat yöntemiyle koçlarla çiftleştirilmesi suretiyle döllenirler. Koyunlar bir kızgınlıkta çiftleşmezler ya da çiftleşir de gebe kalmazlarsa 16 gün sonra yeniden kızgınlık gösterirler. Koyunlarda aşım mevsimi ya da sıfat sezonunun uzun sürmesi yetiştiriciye birkaç yönden zarar verir. Onun için, koyunlarda kızgınlıkların toplulaştırılması işlemi, işletmenin karlılığı açısından büyük bir önem taşır. Kızgınlıkların toplulaştırılması işleminin yararları şöylece sıralanabilir. Her şeyden önce kızgınlıkların ve dolayısıyla doğumların toplulaştırılması yani kısa bir süre içerisine sığdırılması işletmeye ya da yetiştiriciye iş gücü, iş planlaması ve maddi açıdan önemli yararlar sağlar. Bu suretle doğan erkek kuzular arasındaki gün farkı en aza ineceğinden hepsi yaklaşık aynı ağırlıkta olan kuzuların pazarlanması da daha kolay olur. Olağan sıfat sezonu dışında da kızgınlık oluşturulabildiği için yılda bir dönem ya da iki yılda üç dönem yavru alınması mümkün olur. Kızgınlığın toplulaştırılmasında kızgınlık daha çok hormonlarla uyarıldığı için koyunlardan ikiz ya da üçüz yavru alma şansı daha da artar. Kızgınlığın toplulaştırılması ve normal sezondan öne alınması doğumları da toplulaştırıp erkene alacağından turfanda kuzu üretimi sonucunda yetiştiricinin malını daha çabuk ve pahalıya satması kolaylaşır. Kızgınlıkların toplulaştırılmasının çok çeşitli yol ve yöntemleri vardır. Yetiştiricilerimiz yıllardır koyunlarını sıfat sezonuna girdiklerinde yüksek oranda protein ve enerji içeren yeşil yemlerle yoğun olarak beslemek suretiyle kızgınlıkları toplulaştırmayı denemektedirler. Ayrıca koyunların daha az ışık alabilecekleri yerlerde bulundurulmalarını sağlamak suretiyle de kızgınlıklar bir ölçüde de olsa toplulaştırılabilmektedir. Öte yandan sıfat sezonu içerisinde koyunların arasına dölleme gücü geçici olarak iptal edilmiş koçlar katılmak suretiyle koyunlarda hormonal uyarım sağlanmakta ve kızgınlıklar bir araya getirilebilmektedir. Bunlar yetiştiricilerin de kolaylıkla uygulayabildikleri ama etkileri sınırlı olan kızgınlık toplulaştırma yöntemleridir. Bunların dışında dışarıdan çeşitli yöntemlerle hormon vererek etkin biçimde gerçekleştirilen bilimsel toplulaştırma teknikleri de vardır. Şimdi de sırasıyla bu tekniklerden bahsedelim. Dışarıdan hormon vererek uygulanan kızgınlık toplulaştırması teknikleri hem normal sıfat sezonunda hem de normal sıfat sezonu dışında tatbik edilebilir. Daha çok yılda iki dönem kuzu almak amacıyla uygulanan normal sıfat sezonu dışındaki tekniklerde melatonin ve progesteron hormonları kullanılır. Bu hormonlar normal sıfat sezonu dışında koyunlara ağız yoluyla tablet olarak, toz şeklinde yeme katarak, enjeksiyon suretiyle ve kulak derisi altına konularak uygulanır. Ortalama iki hafta süren bu uygulamadan 24 saat sonra kızgınlık gösteren hayvanlara yumurtlamayı sağlayan hormon verilir ve akabinde koyunlar tohumlanır. Normal sıfat sezonunda, dışarıdan hormon verilerek uygulanan kızgınlıkların toplulaştırılması işlemi başlıca iki yöntemle yapılmaktadır. Bunlardan birincisinde sıfat sezonu içindeki koyunlara üreme faaliyetini engelleyen ve yumurtalık üzerinde yer alan sarı cismi eriterek yumurtanın gelişmesini ve döl yoluna atılmasını sağlayan hormon olan prostaglandin 11 gün ara ile iki kez enjekte edilir. İkinci enjeksiyonu takip eden 24 saat içinde kızgınlık oluşur ve çok sayıda hayvana bu işlem uygulandığında kızgınlıklar toplulaştırılmış olur. Normal sıfat sezonu içerisinde kızgınlıkların toplulaştırılmasını sağlayan diğer bir yöntem de sünger yöntemidir. Bu yöntemde progesteron hormonu emdirilmiş süngerler özel borusu ile koyunun üreme kanalına yerleştirilir. Bu süngerler üreme kanalında 12-14 gün bulundurulduktan sonra ipi vasıtasıyla geri çekilerek vücuttan uzaklaştırılır. Süngerin uzaklaştırılmasını takiben koyunlara yumurtanın döl kanalına atılmasını sağlayan hormon enjekte edilir. Daha sonra da kızgınlığa gelen koyunlar elde sıfat yöntemi ile çiftleştirilir. İster olağan sıfat sezonunda isterse dışında olsun hormon kullanılarak kızgınlıkların toplulaştırılması işlemi oldukça pahalı bir işlemdir. Ancak toplulaştırmanın yetiştiriciye sağlayacağı yarar dikkate alındığında bu tekniğin uygulanmasının maddi boyutu üzerinde fazlaca durulmaması gerekir. Koç katımı, ekim veya kasım aylarında kınalanmış ve süslenmiş koçların şenlikler arasında koyuna katılması olayıdır. Koç katımı ve şenlikleri 20 gün kadar sürer.. Koç katımının şenliklerle kutlanmasının sebebi, yöre halkının geçim kaynağının hayvancılık olmasıdır. Zara yöresinde koç katımı şenlikleri her yıl 6 kasımda yapılır. [1] Koç katımında koçu olmayana, koçu fazla olan tarafından tekrar iade etmek üzere koç verilir. Bu ve buna benzer bir çok şekilde karşılıklı yardımlaşmalar olur. Şenlik gününde özel yemekler yapılır. Çobanlara armağanlar verilir. O yılın kuzulama bakımından bol ve bereketli olması için dileklerde bulunulur. Koç katımı merasimi eski yıllara nazaran günümüzde pak rağbet görmemektedir. Bunun nedeni ise yöre halkının geçim kaynağı olan hayvancılığın önemini yitirmesidir.[2] a. Koçların hazırlanması Yeterince büyümüş erkek koyuna koç denir. Koç katımı sonbahar ortasında yapılmaktadır. Koç katımını köyün büyükleri kararlaştırır. O da tahmini 10-12. aylarda olur. Bazı yerlerde mercimek ekimi zamanı yapılır. Koç katımı yapılmadan önce koçlar tımar edilir, boyanır. Boyanın rengi genelde mavi, yeşil ve kırmızıdır. Daha sonra koça büyük, iyi sesli bir takılır. Koç olduğu belli olsun diye. Daha sonra koç katılmadan dua edilir. Dua etmelerinin sebebi o yılda olacak kuzuların ölmemesi, sakat kalmaması; yani bereketli ve hayırlı olması için Allah’a dua edilir. Duadan sonra koç, koyunların içine salınır. Koç, koyunların kuzulamasına kadar durur.[3] b. Divriği ilçesi Divriği’nin Yağbasan köyünde her yılın 28 Ekim’i koç katımı gün önceden yumurta haşlanır; bulgur kaynatılır, kavurga kavrulur, kömbeler yapılır. Sabahleyin her zamankinden daha erken kalkılır. Yapılması zorunlu işler görülür. Hazırlanan yiyecekler bohçalanır. Koç katımı yeri olan Küsme Tepesi’ne doğru beşer onar kişilik kafileler birbiri arkasına yola düşerler. Çam ağaçlarının altlarında yorgunluklarını çıkarmaya koyulurlar. Bu sırada çobanlar yavaş yavaş köyün sürülerini getirmeye başlarlar. Boynuzlarına kırmızı elmalar takılı, renk renk boyanmış koçlar, hayırlı uğurlu olsun, dilekleriyle sürüye bırakılırlar. Çobanlara getirilen yiyeceklerden bol bol pay çıkarılır. Ayrıca hediyeler verilir. Yemekler yenilir, sazlar, kavallar çalınır, türküler söylenir; oyunlar oynanır. Adeta bir bayram havası yaşanır. Akşama doğru neşe içinde köye dönülür.[4] c. Divriği ilçesinde teke katımı Evvela teke katılacağı gün herkes iyi elbiselerini giyer. Tekeleri süslerler. Herkes bir şey pişirir. Çobanlar da o gün sürüleri birleştirirler. Teke gelmeden tuz taşlarında davarlara tuz yalatırlar. Sonra teke katılır. Çobanlar ve köylüler oraya gelmiştir. Karınlarını doyururlar ve çobanlara da tekrar pay ayırırlar. Çobanlar da bu kömbelerden yakınlarına/dostlarına birer parça dağıtırlar. Teke katımında merasim mükemmeldir.[5] d. Koç katımının hesaplanması Sonbahardan beri sürüden ayrı bırakılan koçu, bahar aylarının şiddetli soğuklarının bitip havaların ısındığı zamana göre hesap yaparak, kuzuların doğum vaktini hesaplıyarak koçu sürüye katarlar. Koç katımı Kasım ayının 8-15’i arasında olur. Bu günler arasında koçun sahibi koçunu boyayıp süsler. İmamın da bulunduğu bir merasimle verimli döller elde edebilmek için dualar edilir. Duadan sonra ev sahibi misafirlerine ikramlarda bulunur. 2-3 aydan itibaren sürüden ayrı bırakılan koçu, şenlikler içinde sürüye katarlar. Böylece Koç katımı gerçekleşmiş olur.[6] Koçlar, koyunların içerisine üç ay bırakılmaz. Sonbaharda koyunların içine bırakılır. Koç süslenir, yemekler yapılır, kadınlar bayramlık elbiselerini giyerler. Çünkü kuzuların sağlıklı doğması kadınlar süslenirdi. Koç koyunların içine götürülürken, koçun üzerine erkek çocuğu bindirilir. Çünkü kuzuların çoğunun erkek doğması için. Erkek kuzular daha çok paraya satılır. Koç, koyunların içine katılınca halaylar çekilir. Çocuklara para, şeker dağıtılır. Çobanlara hediyeler alınır.[7] Sivas Tatlıcak’ta kasım ayının 15’inde koçlar katılır. Bir hafta sonra koçlar ayrılır. Martın 15’inde koyunlar kuzulamaya başlar.[8] Gemerek’te bu merasim ekim ayının 10-20’si arasında yapılır. Bunun özel bir nedeni vardır. Daha erken ve daha sonra da olabilir. Ancak hayvanın 150 günlük hamilelik devresi öyle ayarlanmalı ki yavrular doğduğu zaman aç ve sefil kalmamalı. Kısa bir süre sonra hemen ot bulabilmeli. Onun için de önü ilkbahar yeşilliğine getirilmeli. Zaten bu düşünceden yola çıkılarak koçları gündönümünde 21 Haziran koyun sürülerinden ayırırlar ve ayrı bir çoban tutarlar. e. Hayırlı olsun Katım alanına her gelen selam verir, hayırlı olsun der. Bu arada çoban koça /bu , teke de olabilir, yaklaşır üzerindeki şeyleri alır. Hayırlı olsun deyip hayvanın ardına avuç içi ile vurur, koyunlardan tarafa sürer. Koç ve heybeyle getirilen şeyler çobana aittir. Siniler de bir araya toplanır. Erkekler bir yerde, kadınlar bir yerde öbek/küme olurlar. Gelen şeyler hep birlikte/müştereken yenilir. Ağa bu işi bizzat yürütür. Bazıları da önceden cebine aldığı rakısını sofraya kor. Zaten onların ayrı bir öbeği olur. Hemen hemen o mahallenin en seçkin kişileridirler. Bunlara ayrı servis yapılır. Servisi ağanın karısı veya dengi yapar. Delikanlılar da bu gibi hizmetlerde önemli yer alırlar. Merkez Kartalca köyünde koç katımı koçların koyunlardan ayrılarak 15 Ağustos’tan, 10 Kasım’a kadar olan zamandır. Koç katımında Perşembe günü tercih edilir. Bu nedenle 10 Kasım’da koç katımı zorunlu değildir. Bir iki gün önce veya sonra olabilir. Koçların üzerine habeler/heybeler, halılar, her türlü hediyeler atılır. Bu hediyeler daha sonra köy halkına dağıtılır.[9] Hafik, Yanalak Köyünde kadınlar sürüleri bir yere toplamadan önce çörek, kavurga yaparlar. Bunun yanı sıra ceviz, elma, armut gibi yemişler de hazırlarlar. Koçlar rengarenk boyanır ve bir yerde –ahbunluk, harmanlık- birikirler. Hoca dualar okur. Duadan sonra koçlar sürünün içine bırakılır ve yapılan çörekler, kavurgalar, ceviz, elma, armut…gibi şeyler orada toplananlara dağıtılır. Çobanın çıkınına da bunlardan konur. Doğacak kuzuların dişi olması için koçların üzerine kız çocukları oturtulur…. Koç yaşlı olursa doğacak olan döl/kuzu dişi olur; eğer koç genç ise döl erkek olur inancı da mevcuttur.[10] Sivas köylerinde koç katımı bir nevi tarih başlangıcıdır. Başka bir deyimle yeni bir takvimdir. Pazarlıklarda, borçlanmalarda, faizle para almada bu takvim uygulanır.”Koç katımı, koçtan bir ay önce, koçtan bir ay sonra, döl…”gibi. Birkaç ay önce sıska vücutlu, çelimsiz yürüyüşlü olan bu hayvanlar, özel bakım sayesinde koç gibi olmuşlardır. Her zaman cömert olan köylüler bugün nedense hasis olurlar. Kendi hayvanlarına kendi damızlık hayvanlarını katar, koç veya tekesi olmayanların hayvanlarını sürülerine pek katmak istemezler. O gün koçlar yaylıma bırakılmaz. Topluca ağıldan alınıp köyün meydanına sürülür. Allı yeşilli, kınalı koçların etrafı sarılır. Hoca koç katımı duasını yüksek sesle okur. Oradakiler hayırlı uğurlu olması için “Amin…” derler. Mal sahipleri hayvanlarını yedekleyerek kendi sürülerine bırakırlar. O gün akşama kadar hangi koyunun koçsadığını, hangi keçinin telesidiğini merakla izlerler. O günün tarihi duvarlara, direklere yazılır. Dölün geleceği bu tarihlerden hesaplanır. O gün kadınlar, kızlar türlü giysiler içinde bir bayram ya da düğün havası estirir. Güler, oynar, halaylar çekerler. Koçla döl arası altı aydır. Döl ayı nisana rastlar. Şarkışla, TonusAltınyayla yörelerinde takvim bu yönden pek geçerli değildir. Eskiler yenilere de bu mahalli/yerel takvimi kolayca aşılarlar. Abrul, Zaradost, Koç, Döl, Orak, Herk, Teşrinievvel, Teşrinisani, Kanunuevvel, Kanunisani gibi ayların adları ya eski dildendir, ya da mahalli isimle anılır. Ulaş, Kangal, Altınyayla ve Şarkışla yöreleri koyunculukta çok ileridir.[11] Koç gıliği Koç katımı Elbeyli yöresinde genellikle 14 Kasım’da tarih aynı zamanda halk takvimindeki “Koç Ayı” nın başlangıcıdır. Akşamdan koç gılıği hazırlanır. Koçlar akşamleyin veya sabahleyin erkenden boyalanır, süslenir. Sürü sahipleri köy meydanında toplanır. Çobanlar dişi koyunları bir tarafa, koçları ayrı bir tarafa toplarlar. Hoca dua eder. Sürü sahipleri topluca bu duaya amin, der. Orada bulunan kalabalığa “koç gıliği, çörek, börek, kavurga, dut, üzüm, kınalı şeker, elma gibi yiyecekler dağıtılır. Daha sonra tekbirlerle koçlar sürüye katılır. Kasım ayına koç ayı denmesinin sebebi budur. Yumurtalığı karnının içerisinde olan ve “madah” adı verilen koçun dölünün dişi olacağına inanılır. Bu yüzden bu tür koçlar itibar görür. Yine koç katılırken, koçun sırtına küçük bir kız çocuğu bindirilir. Böyle yapılırsa kaçun döllerinin dişi olacağına inanılır.[12] Koç katımı Gürün köylerinde yılının birinci ayı olan kasım ayının birinci gününe denk gelir. Bazı köylerde çiftçiler bu kutlamayı kasım ayının ilk günü yaparlar. Koç katımı nisan ayından itibaren kasım ayına kadar olan bir süreyi kapsar. Baharda ilk olarak çoban tutulur. Çobanın süresi kasıma kadardır. Çobanın bütün masrafları sürüsünü otlattığı kişiye yani ağa’sına aittir. Yemesi, içmesi, yakıtı hatta dini bir koşul olan fitresi dahi ağa tarafından ödenir. Bahar mevsiminden başlayarak koçlar, ağustos ayının sonuna kadar sürüyle birlikte otlatılır. Eylül ayının başına kadar sürüden seçilen koçlar, kuzuların içine katılır ve besiye alınır. Koçlar, kuzularla birlikte çayırlıklarda otlatılır. f. Koç seçimi Koçlar, daha kuzu iken seçilir. Koç olmadan; yani sürüye ilk kez bırakılacakları zamanki isimlerine “koçluk” denir. Koçluk kuzu şu özellikleri taşır Koçluk kuzu, kuzuların içinde cinsi en güzel, güçlü, parlak tüylü, kuyruğu değirmiyuvarlak, bacakları kalın, göğsü geniş olmalıdır. Koçluk kuzunun annesi de iyi olmalıdır. Gürün köylerinde hava şartlarının ilkbahar ve sonbaharda soğuk geçmesi nedeniyle “tüyü köpen kuzu” dedikleri; yani tüyleri sık ve sert olan kuzulardan seçilir. Bunun sebebi, eğer koçlukların tüyü yumuşak ve sık olmazsa, bunlardan olacak kuzular da aynı özelliği taşır ve rüzgar vurduğunda koyunlarını sırtını açar ve üşütür. Bunun için tüyü sert ve sık kuzular seçilir ve iyi bir şekilde bakılarak koç katımına hazırlanırlar. Bir yaşını doldurmayan koçluklar sürüye bırakılmazlar. Bir yaşını dolduran koçlukların ilk sürüye bırakıldığında bu bırakılma işine bir salım denir. İkinci sene bırakılırsa, iki salım… Bu süreç bu şekilde gelecek yıllarda devam eder. Koçun en verimli zamanı ilk üç salımdır. Bir sürünün ırkının verimi, güzelliği, güçlülüğü koçlarla sağlanır. Bunun için koçluk seçimi çok önemlidir. Gürün köylerinde şöyle bir söz vardır “Koçluk kuzu çığda belli olur”..Çığ, kurumuş ağaçları iplerle örerek ağılın bir bölümünü çevirmeye verilen isimdir. Kuzular çok küçükken bu çevrilen yerde kalır ve o zaman koçluk kuzular seçilir. Koçlardan ayrı otlayan koyun sürüsü, sütten çıkıncasütleri bittiğinde, sağımları kesildiğinde yaklaşık üç ay boyunca ağıla dönmez. Dağda yatarlar ve orda otlarlar. Bunun sebebi ise, dağ ile evin arasındaki mesafenin uzak olmasıdır. Böylece koyunlar yorulmaz ve daha uzak yerlerde otlamaları sağlanarak daha besili, daha iyi olurlar. Koyunlar, koç katımı gününe kadar ağıla gelmezler. Belirlenen koçlar koç katımına bir gün kala çeşitli renklerle boyanırlar. Koçların boyanmasının iki nedeni vardır Birincisi göze hitap etmesi, güzel görünmesi için, ikincisi sürüde belli olmaları içindir. katımı sabahı Koç katımına bir gün kala köy halkının eşi dostu ve akrabalarına haber verilerek bu şölene davet edilirler. Koç katımı sabahı küçüklü büyüklü herkes bir koşuşturma içindedir. İlk önce yemekler bayanlar tarafından yapılmaya başlanır. Sürü sahibi ağa tarafından bir koyun kesilir. Bu koyunun eti ile yaprak sarması, pirinç pilavı, kuru fasulye yapılır. Yoğurt, tatlı olarak sütlaç ve koç helvası yapılır. 3. Koç helvası Koç helvası sürünün gelmesine iki saat kala yapılmaya başlanır. İki kilo taze tereyağı ocakta, odun ateşinde eritilir, ocaktan alınarak yere konur. İçine un katılarak karıştırılıp tekrar ocağa konulur. Un kıvama gelinceye kadar tekrar bu kıvama yaklaşık yarım saatte gelir. Ocaktan tekrar yere indirilir. İçine sütte eritilmiş şeker katılarak karıştırılır. Bu defa ocağa değil de ocaktan çekilen az bir közün üzerine konularak pişirilir. Bir süre bu közün üstünde karıştırıldıktan sonra artık helva servise hazırdır. Nuriye Takçı, Gürün-Suçatı, Sazcağızsuyu köyü, 1920 doğumlu[13] Sabah saatlerinde gelen misafirler ve köy halkı daha önceden belirlenen, yemeklerin yapıldığı evde toplanırlar. Sürülerin gelmesiyle sürüler havşaya alınarak yemek yemeye geçilir. Yemekler yenilir, sohbetler yapılır, eğlenceler yapılır, dua edilmeye başlanır. Duada bereket ve sürünün sağlıklı olup nazar değmemesi, sütünün bol ve verimli olması istenir. Öğle saati olduğunda misafirler ve köy halkı koç katımının yapılacağı alana giderler. Bunlarla birlikte sürüleri de çobanlar koç katımının yapılacağı alana götürürler. Sürü, koç katımı günü otlaktan eve civarında gelir. Öğle sıcağında serinlik olana kadar havşada yatar. Sıra koçların meydana götürülmesine gelmiştir. Dünden hazırlanmış, boyanmış koçların boğazına mavi boncuk ve büyük kırmızı olan Gürün elması takılarak koç katımı alanına götürülür. Artık her şey hazırdır. Koçlar meydanın bir ucunda bekletilir ve köyün gençleri her biri bir tane koçu tutar. Köy ağasının silah sıkmasıyla koçlar sürüye bırakılır. Koçlar hızla sürünün içine dalarlar. Koçların boğazındaki elmaları alabilmek için çocuklar da sürüye dalarlar. Bu esnada çobanlar ve gelen misafirler silah sıkarlar. Böylece koç katımı gerçekleşmiş olur. 4. Çoban değneği Çobanın işi artık bitmiştir. Elindeki çoban değneğini getirir ve ağasının önüne atar. Ağa buna karşılık olarak çobanına bahşiş/para verir. Bu arada ağanın hanımı çobana çeşitli hediyeler verir. Bunlar gömlek, avlu, çorap ve çerezdir. Ağa sürüsünü çobanından teslim alır. Eğer ki aynı çoban tekrar güdecekse sürüyü alıp gider; fakat aynı çoban gütmeyecekse, yeni tutulan çoban sürüyü götürür. Koç katımı böylece sona ermiştir. Misafirler ve köy halkı evlerine dönerler. Sürünün koçlanma işi on beş gün boyunca sürer ve biter. Artık son kalan bir şey vardır; koçun karını beklemek ve koyunların sağlıklı ve iyi kuzular yavrulamasını beklemek.[14] g. Koç Karı Sonbaharda, kasım ayında ilk yağan kara “koç karı” denir. Bu bazı yörelerde “koç kışı” olarak da adlandırılır. Bu kar, koç katımından önce veya sonra yağabilir. Bu iş koç katımının son bölümüdür. Yani son noktayı koç karı koyar. Ta ki gelecek yıllardaki koç katımına kadar…. Araştırma yapılan Sazcağızsuyu mezrasında koç karı 1999 yılında koç katımından iki gün sonra yağmıştır. Koç karı ilk yağışta fazla yağmaz, sadece yüksek dağların tepesine yağar. Bu köyde/mezrada Say dağına yağmıştır.[15] Havşa Etrafı duvarlarla çevrili, üzeri açık, sürünün bekletildiği veya dinlendirildiği; gece sıcak olduğunda ağıldan alınarak yatırıldığı yer. h. Koç çobanı Bu çobana koç çobanı denilir. Her koç sahibi çobana otlak parasını kendisi verir. Onun için de sürüdeki koyunlarına ayrı bir otlak parasıçoban ücreti aynı zamanda çoban ekmeği vermez. Çobanlar ekmeği koyun sahiplerinden temin ederler. Sürüde hizmetleri yürüten bir ya da birkaç ağa olur. Burada koyunları olanlara mahalleli, bu sürüye de mahallefelan ağanın mahallesi denilir. Koyunların adedine göre mahalle bir ya da bir çok olabilir. ı. Koç yoğurdu Ağa, koç katımının ne zaman yapılacağını önceden kesin tarih vererek belirtir. Tüm mahallelinin o gün için hazır hale gelmelerini sağlamış olur. Koç katımından bir gün önce sürü ağa tarafından sağdırılır. Yoğurt yaptırır. Buna “koç yoğurdu” denilir. Aynı gün çobanı köye yollar. Koç ve tekesi olan evleri birer birer gezmenisin, bunları kınalamasını/boyamasını söyler. Tohumluk hayvanlar da böylece yarına hazır hale getirilir. Ağa koç yoğurdundan sonra kendi kesesinden bir davar keser. Kendine göre bir takım hazırlıklar yapar. Koç katım günü tüm gençler bayramlık elbiselerini giyerler. Kızlar donanır, koçlar, tekeler kınalanmış, boyunlarına, boğazlarına, boynuzlarına mevsimlik elma , armut, ahlat, alıç…dizilir. Ayrıca da hayvanların üzerlerine bir iki metre basma sarılır. Hali vakti yerinde olan her ev sini/sofra donatır. Yörenin en güzel yemekleri o sini üzerine dizilir. Üzeri temiz bir örtü ile örtülür. Önde ev reisi, arkada bağlı yada bağsız bir koç, teke; gene arkada siniyi tepesinde götüren genç bir kız ya da gelin; yanında varsa evin delikanlısı, annesi toplu halde koçun katılacağı kasabanın dışında önceden belirlenmiş düzgün bir alana getirilir. Ağa bir etli pilav yaptırmıştır. İki delikanlı yakalar pişen bu pilavlı büyük kazanın iki kulpundan bir sopa geçirir, bunların eline verir. Yoğurtlar da alınır, koçun katıldığı yere,Karaözü’nde Köprübaşı, Kayanın Başı, Öte Geçe… gibi yerlerden birine gidilir. Fakirler sini donatmazlar. Bir heybe alır içine soğan, patates, kuru fasulye, kayısı…. doldurur yola koyulurlar. Ancak mahallede koyunu olsun olmasın herkes koç katımına davet edilir. kömbesi Yemekler yenilir, sohbetler edilir; sonra herkes ayağa kalkar. Ağa’ya, çobana ve birbirine hayırlı ve uğurlu olsun, der. Getirdiklerini toplar yol koyulurlar… Bu, koç katımı merasiminin birinci aşamasıdır. Buna dayalı olarak bir de yüz kömbesi vardır. Koç katımından yüz gün sonra yapılır.[16] [1] Erkan Dönmez, Zara doğumlu. [2] Fatih Ağurtay, Van-Çaldıran, Direkli köyü, Kamu Yönetimi. [3] Bülent Yıldırım, Radyoloji Böl. [4] Halil Sami Özen, Divriği Yağbasan Köyünde Koç Katımı ve Davarın Yüzü Şenlikleri, Sivas Folkloru, Sayı 75. Nisan 1979, [5] Halil Sami , Divriği Yağbasan Köyü Folkloru HazırlayanKutlu Özen, Sivas 2003, [6] Halit Kuruçay, Kontrol Sist. [7] Hamza Taş55 yaşında çoban, derleyen Hüseyin ŞakulluoğluKahramanmaraş, Kamu Yönetimi. [8] Ayşe Angı, 1944 doğumlu, Tatlıcak köyü. [9] Yusuf Topal, Sivas Merkez Kartalca köyü, MYO, İnşaat Böl., 1997 [10] Dilek Kelek, Tarih Böl. , Derleme Hafik Yanalak köyü Kamış mezrası, Keziban Gül ve Zeynep Kelek, 2000 [11]Emin Kuzucular, Koç Katımı, Sivas Folkloru, Sayı7, Ağustos 1973, [12] Kadir Pürlü, Sivas’ta İlbeyli Türkmenleri Cilt2, Sivas 2002, s. 875 [13] Nuriye Takçı, Gürün-Suçatı, Sazcağızsuyu köyü, 1920 doğumlu [14] İbrahim Durdu, Elektrik Böl. Kaynak şahıs Nuriye Takçı, Gürün-Suçatı, Sazcağızsuyu köyü,1920 doğumlu. 12 Kasım 2000 tarihli derleme. [15] İbrahim Durdu [16] Ahmet Özerdem, Karaözü’de Koç Katımı, Sivas Folkloru, Sayı48, Ocak 1977, s. 21 Küçükbaş hayvancılığa başlamak isteyenlerin her konuda bilgi sahibi olması gerekiyor. Hayvanların hangi iklim koşullarından hoşlandığı, hangi anlamda kendilerinden daha istifade edileceği, koyunların ne yeyip ne içtiği gibi konular hakkında gerekli araştırmalar yapılmaktadır. Koyun para kazandırır mı diye merak edenlere hayvancılık faaliyetlerinin usulüne uygun yapılması durumunda kar marjı olduğunu söyleyelim. Ancak işletmenizin giderlerinde en büyük paya sahip olacak olan konu şüphesiz yem giderleri olacaktır. Bir koyunun günde kaç kilogram yem yediğini araştırarak yıllık maliyet hesaplaması yapabilirsiniz. Koyun yetiştiriciliği fizibilite raporu hazırlayarak işe başlayabilirsiniz. İçeriğimizden küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ile ilgili detaylı bilgi alabilirsiniz. Ülkemizde süregelen işsizlik sıkıntıları neticesi ile vatandaşımız girişimci olmak adına çalışmalar yapıyor. Özellikle devlet tarafından başlatılan genç çiftçi projesi şeklinde projeler ile tersine göç hareketleri hızlandırılıyor. Tarım ve hayvancılık sektöründe çalışan kişilerin yaş ortalaması 50′ nin üzerinde. Gençler iş bulma hayali ile büyük şehirlere gitseler de ülkenin kalkınması için hayvancılık faaliyetlerine de ihtiyaç var. Üstelik bu işle uğraşan kişiler sürekli olarak yüzlerinin güldüğünü ifade ediyorlar. Hayvancılık faaliyetlerine başlayabilmek için öncelikle bu konuda bilgi sahibi olunması gerekiyor. Aslına bakılırsa tıpkı bir dükkan açmak gibi çiftlik kurmak da maliyet gerektiren işlerden bir tanesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Koyun Para Kazandırır mı? Bu işe yapılan bir yatırım söz konusu olduğundan dolayı yetiştiricimiz de emeğinin karşılığı almak istiyor. Yapılan yatırımın boşa gitmemesi adına çeşitli çalışmalar yapılıyor. İşe yeni başlayacak ve küçükbaş hayvancılık konusunda bilgisi olmayanlar koyun yetiştiriciliğinin para kazandırıp kazandırmadığını merak ediyor. Koyun yetiştiriciliği kazanç elde edilebilecek iş kollarından bir tanesidir. Çünkü hayvanların etinden, sütünden, yapağısından ve hatta gübresinden bile kazanç elde edilmektedir. Her oyun kuralına göre oynanmalı. Hayvancılığın da bir kuralı var. Kurallara göre oynandığında kar elde etmenizin önünde herhangi bir engeliniz yok demektedir. Ancak kazanç sağlayabilmek için gelir ve gider dengesinin iyi hesaplanması gerekmektedir. Bir hayvan işletmesinin konu ne olursa olsun en büyük gider kalemini yem giderleri oluşturacaktır. Yem giderleri yetiştiricilerimizin belini bükmektedir. Devlet bu konuda çeşitli çalışmalar yapmakta ve yem bitkisi desteği vermektedir. Yem bitkisi ekenlere, ektikleri bitkiye göre değişmek kaydı ile dekar başına destekleme ödemesi yapılmaktadır. Bu desteklerden yararlanarak yem giderlerini en aza indirebilirsiniz. Ayrıca yem bitkisi desteği alanlara mazot ve gübre desteği de veriliyor. Koyun Yetiştiriciliği Fizibilite Raporu Koyun yetiştiriciliği işine başlamadan evvel gerekli araştırmaların yapılması gerekiyor. Bu da ancak bir fizibilite raporu hazırlamakla mümkün olmaktadır. Ülkemizde kırmızı et açığı vardır. Yurt dışından et alınmasının önüne geçmek amacı ile devlet tarafından verilen hibe ve teşviklerden yararlanabilirsiniz. Bu destekler sayesinde yaptığınız yatırım daha kısa sürede size dönecektir. Koyun yetiştiriciliği için öncelikle uygun olan bölgenin tercih edilmesi gerekiyor. Daha sonra yetiştirmek istediğiniz ırka karar vermelisiniz. Küçükbaş hayvancılık mera gerektirmektedir. Bu sebeple hayvan sayınız kadar büyüklükte bir meraya ihtiyacınız olacaktır. Yatırım yapmadan evvel planınızı iyi yaparsanız işletmenizin kar elde etmesi de mümkün olacaktır. Kar elde edilmesini sağlayan en önemli hususlardan bir tanesi de et üretimi olmaktadır. Et koyunculuğu ve kasaplık faaliyetleri oldukça kar elde etmenizi sağlayacaktır. Bunun yanı sıra hayvanların sütünden, yapağı ve gübresinden de yararlanabilirsiniz. Besicilik konusunda ise ihtiyacınız olacak şeyler kesif ve kaba yemlerdir. Hayvanların gerekli olan besin maddelerini alması ancak doğru beslenme ile mümkündür. Fizibilite raporunda bulunması gereken konulardan bir tanesi de pazara yakınlıktır. Ürettiğiniz ürünleri satmak ve müşterilere ulaşmak için işletmeniz ile merkeze uzaklığın çok fazla olmaması gerekir. Bunun yanı sıra toptancılar ile de anlaşabilirsiniz. Koyun Yetiştiriciliği Fizibilite Raporu Küçükbaş hayvancılığın meraya dayalı olduğunu söyledik. Mera hesaplaması hayvan sayısı ile doğru orantılı olmaktadır. 1 dekar mera 10 koyunun otlatılması için yeterli olmaktadır. Ayrıca ağıl kurulumu ve işletme için gerekli ekipman alımları da maliyet unsurlarından bazılarını oluşturmaktadır. Ağılların tipi iklime göre değişiklik göstermektedir. Genişlik ise hayvan sayısından fazla olmalıdır. Çünkü işletmenizi zamanla büyütebileceğinizi unutmamanız gerekiyor. Ağılı kuracağınız yerin iklim yapısının küçükbaş hayvancılık faaliyetleri için elverişli olup olmadığına karar verdikten sonra hayvanlarınızı alarak faaliyete başlayabilirsiniz. Koyunun Beslenmesi İşletme giderlerinin büyük çoğunluğunu yem giderleri oluşturacaktır. Özellikle meralardan bu ihtiyacı karşılayabileceğiniz gibi dışardan yemek almak istemiyorsanız da işletmenizin içerisinde yem rasyonları hazırlamanız gerekecektir. Koyunların beslenmesinin yüzde 90′ ı kaba yemlerden oluşmaktadır. Hayvanların gebelik ve sağmal dönemlerinde ise kaba yemin yanı sıra kesif yemin de takviyesi yapılmalıdır. Kaba yem ihtiyacı meralardan ve çayırlardan karşılanabilir. Meralardaki ot büyüklüğü 10 cm geldiğinde hayvanların otlatılması mümkündür. Özellikle bazı durumlarda meralarda bulunan otların içeriğindeki mineral seviyeleri azalmaktadır. Bu sebeple hayvanlara ilave kesif yem vermek gerekecektir. 130 kg kuru ot + 20 kg kesif yem ve 400 kg silaj karması bir hayvan için bir kış boyunca yeterli olacaktır. Hayvanların beslenme dönemleri 4’e ayrılmaktdır. Her dönemde aynı oranda yem verilmez. Kuru Dönem Bu dönemde hayvanlar oldukça verimsizdir. 16 hafta sürer ve hayvana sadece kaba yem verilebilir. Fiğ, silaj gibi maddelerden bu yem ihtiyacı karşılanabilir. Pancar, havuç, şalgam, turp, lahana gibi bitkiler de hayvanlara yem olarak verilebilir. Yem olarak saman ve pancar posası da kullanılabilir. Kaba yem için rasyon oluşturmak gerekiyor ise baklagil otlarından hazırlanan bir rasyon hayvanlara verilebilir. Şayet mera yetmiyorsa tahıl karması, kuru ot gibi maddelerle de yem ihtiyacı Dönemi Bu dönem koç atım dönemi anlamına gelir. Döl verimi almak amacı ile bu dönemde hayvanların kesif yemle beslenmesi gerekmektedir. Ek olarak hayvanlara kesif yem, arpa, buğday ve mısır verilebilir. 500 gr’dan 1,5 kg’a kadar da yonca verilmesi hayvanların ihtiyaçlarının karşılanması için yeterli olmaktadır. Aşım dönemlerinde koçlara da aynı uygulama yapılır ise döl verimi sağlanmış olur. Koyunun Beslenmesi Gebelik Dönemi Gebelik dönemi iki aşamadan oluşmaktadır. İlk dönem gebeliğin 100 günü anlamına gelir. Doğuma kadar olan döneme ise 2. dönem adı verilir. İlk dönemde yavrular yavaş yavaş geliştiğinden dolayı hayvanların kuru dönemdeki gibi beslenmesi kafidir. İyi mera otunun yanı sıra yemlik pancar ya da silaj da kullanılabilir. 2. dönemde yavru hızlı büyüdüğünden ve süt oluşumu sağlandığından dolayı hayvanlara ilave gıda verilmesi gerekiyor. Arpa, mısır ve yulaf karıştırılarak doğuma kadar verilmesi Dönem Gebelik döneminden de yüksek yem miktarına ihtiyaç vardır. Kaba yemlere ek olarak kesif yemlerin de verilmesi gerekmektedir. Meraya çıktılarında ise erkek hayvanlara 1 kg kuru otun yanı sıra 400 gram da kesif yem vermek gerekecektir. Dişi kuzulara ise 250 gram kesif yemin yanı sıra 700 gram kuru ot vermek yeterli olmaktadır. Yem fiyatlarını inceleyerek Tarım Kredi Kooperatifleri’nden uygun fiyatlara yem alabilirsiniz. 1 Koyun Günde Kaç Kilogram Yem Yer? Aşağıdaki tabloda 1 koyunun dönemlerine göre ne kadar yem yediği görülmektedir. Hayvanların verimsiz olduğu kuru dönemlerde 1,5 kilogram kuru ot yedirmek yeterli olurken hayvanların en verimli oldukları sağmal dönemde bu yem miktarı artış göstermektedir. 1 koyun 1 günde ne kadar yem yer? Erkek hayvanların da dişilere göre daha çok yem tükettiği unutulmamalıdır. 1 Koyunun Yıllık Yem Maliyeti Koyunların beslenmesinde kullanılan iki tür yem var. Bunlar kaba ve kesif yemler. Kesif yemler arpa ve buğday gibi maddeler olurken, kaba yemler ise fiğ, yonca gibi maddeler olmaktadır. Ayrıca fabrikalarda satılan endüstriyel yemlere de kesif yem adı verilmektedir. 1 ton fabrika yeminin fiyatı 1400 TL 1 ton yoncanın fiyatı ise 1000 TL olacaktır. Ancak bu yemlerin karma halinde hayvanlara verilmesi gerekir. Koyunlara yüzde 7 oranında kesif yem, yüzde 15 oranında ise kaba yem verildiğini farz edelim. 70 kilogram ağırlığında olan bir koyun 490 gr kesif yem yerken, 1050 gram da kaba yem yiyecektir. Yani bir koyun toplamda 1 kilo 540 gr yem yiyecektir. Yani günlük yem maliyeti 1,7 TL olmaktadır. Aylık 52 TL, yıllık ise 620 TL yem maliyeti olacaktır. 10 koyun için bu tutar 6,200 bin TL’ ye tekabül edecektir. Görüldüğü gibi yeme verilen paranın haddi hesabı yoktur. 1 Koyunun Yıllık Yem Maliyeti 10 Koyun 10 Yılda Kaç Koyun Olur? Koyunlar 2 yaşına geldiklerinde yavrularlar. Gebelik süreleri genel olarak 5 hafta sürmektedir. Koyunların doğurganlık özelliği fazla olan cinsleri olsa da Romanov koyunları gibi 5,6 kuzu ya da tohumlama yöntemleri ile hayvanların bir yılda iki kez doğum yapmaları sağlansa da normal şartlarda yılda 1 kez doğum yapmaları en ideal olanıdır. 1 Koyun 10 Yılda 144 sayısına ulaşır. 10 yılda her koyunun yılda 1 yavru yaptığını düşünürsek işletmedeki toplam hayvan sayısı 1440 olmuş olur. Tabi her hayvan dişi olursa 🙂 Ancak bu sayı hayvanların tek yavru yapmaları durumunda geçerli olmaktadır. Şayet yavru sayısı artarsa sürüdeki hayvan sayısı da artış gösterecektir. Canlı hayvan alımları için Ziraat Bankası tarafından uygun faiz oranları ile verilen hayvan kredilerinden yararlanabilirsiniz. Uygun bakım koşulları sağlandığında hayvanlarda döl verimi elde edilmesi de mümkün olmaktadır. İşletmenizin hijyen kuralları, hayvanların beslenmesi, sağlık durumlara gibi hususlara dikkat etmeniz gerekiyor. Görüldüğü gibi işletmede en önemli gider kalemini yem masrafları oluşturuyor. Ancak hazırlayacağınız yem rasyonları ile işletme maliyetlerini düşürebilirsiniz. Bir Okuyucumuzun Koyun Kar Hesaplamasına Göre 1 koyun normal şartlarda yılda 1 doğum yapması ideal ise 1 koyun yılda 620 tl yem yerse 100 koyun TL + elektrik, su, ilac, veteriner, traktör mazot, bakıcı, bekçi, işletme masrafları aylık en az TL. ve buna göre yıllık 60. 000 TL.’ kapsamda toplam gider 122 bin etlik koyun 100 kuzu verse 1 kuzu ortalama 20 kg. X 50 TL= TL. 100 kuzu=100 bin işin kârı ise eksi 22 bin TL.’dir.

koyunların koça gelmesi için ne yapılır